Zeytin Ağacı dizisi inceleme

Zeytin Ağacı Terapisi Gerçek Mi Sahte Mi: İnceleme Yazısı

Dizi/Psikoloji/Terapi

Selamlar canlar. Leyla gibi giriş yaptım. Nasıl oldu? Ben Film Psikoloğu Selin Türker. Bu yazıda size ben eşlik edeceğim. Neyse diziye geçelim. Zeytin Ağacı daha çok psikolojik bir hikayeye sahip. Hayatı pek de yolunda gitmeyen birkaç yetişkinin, cevapları, şahit olmadığı geçmiş yaşantılarda aramasını konu alıyor. Detaylı konuyu yazacağım ama aşağıya. Yazı boyunca Zeytin Ağacı’ndaki terapi nedir, Zeytin Ağacı konusu nedir, dizideki terapi gerçek mi işe yarar mı gibi pek çok soruya cevap bulacaksınız. Hadi başlayalım.

Zeytin Ağacı Konusu

Dizi ansambl oyuncu kadrolu denebilir. Yani her karakter aşağı yukarı aynı öneme sahip. Her ne kadar cerrah Ada’nın etrafında dönüyor gibi görünse de Zeytin Ağacı birden fazla başrole sahip. Leyla, Sevgi, Toprak, Selim, Fiko hepsi için bir hikaye, bir geçmiş yazılmış. Zeytin Ağacı üç yakın arkadaş Leyla, Sevgi ve Ada’nın Cunda Adası’na gitmesi ile başlıyor. Çünkü Sevgi’nin kanseri nüksediyor ve Zaman Bey adında birinin yürüttüğü bir çalışmanın kanserli hastalara dahi iyi geldiğini öğreniyor.

Sevgi’nin annesi de Cunda’da yaşadığı için uzunca bir süre orada kalıyorlar. Tabii Leyla’nın çatırdayan evliliği, Sevgi’nin kanseri ruhsal olarak yenme çabası, Ada’nın ameliyatlarda elinin titremeye başlaması derken Zeytin Ağacı bizi hikayeye çekiyor. Seda Bakan özel teşekkürlerimi iletmek istiyorum, enerjisi sayesinde dizi eğlenceli hale geliyor. İzlemesi keyifli bir dizi, ilk bölüm hariç sıkıcı değil. Başarılı senaristi Nuray Evren Şit’ten de ilerleyen kısımlarda bahsedeceğim.

Zeytin Ağacı dizisindeki yöntemin adı ne?

Zeytin Ağacı’nda kanseri nükseden Sevgi’nin başka hastalara iyi geldiğini öğrendiği için gittiği bir “ruhsal deneyimleme” merkezi var. Burada yürütülen tüm çalışmaları da Zaman Bey koordine ediyor. Zaman Bey’in söylediğine göre bu çalışmanın ismi köken aile açılımı. Köken aile açılımı ağırlıklı olarak Aile Dizimi olarak biliniyor.

Aile Dizimi – Köken Aile Açılımı nasıl bir yöntem?

Aile Dizimi şu anda var olan olumlu olumsuz tüm süreçlerin aile üyelerinden, aile üyelerinin yaşantılarından ve onlarla olan bağınızdan kaynaklandığını iddia ediyor. Rol-play ile çalışılıyor ve bu rol-play sırasında sağaltım gerçekleşeceğini vadediyor. Günümüzde iki yakanızın bir araya gelmemesinin sebebi büyük büyük dedeniz göçebe hayat yaşamış olmasından kaynaklanıyor, gibi iddialı önermeleri var.

Aile Dizimi bir terapi yöntemi mi?

Hayır, Aile Dizimi bir terapi yöntemi değil. Terapi yöntemleri ruhsal deneyimleme, bir şeyleri aniden ulvi bir alametle hissetme, başkalarının size anlatılmamış anılarını görmeye başlama gibi fantastik şeyler vadetmezler. Ayrıca terapi yöntemleri bilimseldir.

Aile Dizimi bilimsel bir çalışma mı?

Hayır, bilimsel değil. Zeytin Ağacı’nda dünyanın en iyi terapi ya da tedavi yöntemiymiş gibi aktarılıyor. Ancak Aile Dizimi iyileştiriciliği kanıtlanmış bir yöntem değil. Olsa bile eminim bu kadar kısa sürede sağaltım sunamazdı. Çünkü en hızlı cevap veren yöntemlerden biri olan EMDR bile tek seansta sorunu çözmez.

Bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemlerde çeşitli görgül araştırmalar bu yöntemlerin etkililiğini araştırır. Çatışan araştırmalar varsa yöntemin revize edilmesi gerektiğine ya da henüz bilimsel olarak etkililiğinin tartışmalı olduğuna kanaat getirilir. Görgül araştırmalarda büyük örneklemler, ölçülebilir parametreler kullanılır ve yöntemin etkisine dair nitelikli ve nedensel istatistik sağlanır. Aile Dizimi için bunların hiçbirisi söz konusu değildir.

Ama travmalarımız ailemizden gelebiliyor sonuçta. O zaman Aile Dizimi gerçek olamaz mı?

Travmaların genetik aktarımla bir sonraki nesle aktarıldığını gösteren nitelikli ve bilimsel çalışmalar mevcut. Zaten pek çok psikopatolojide de genetik yatkınlık bir risk faktörü. Yani bu literatür tarafından yadsınan, reddedilen bir bilgi değil. Dizi de bu bilgiye sırtını baya bir yaslıyor. Ancak bu bilgi ile Aile Dizimi’nin önemli bir farkı var.

Aile Dizimi travmalarımız ailemizden geliyor olabilir demiyor, ailemizden gelir diyor. Bu kesinlik psikolojide kabul edilen bir yaklaşım şekli değil. Dahası Aile Dizimi, “problemi” yalnızca geçmiş yaşantılarla çalışıyor ve daha çok ulvi bir ruhsal deneyim (rol-play daha doğru olur) eşliğinde çözeceğini vadediyor. Zeytin Ağacı’nda gördüğünüz bilgi akışı sahnelerinin Avatar’daki fantastik evrenin sunduklarından pek de bir farkı yok. Zaman Bey ise gerçek bir falcı. Kendi falına inanan cinsten. Fırat Tanış oynayınca da insan bir sempati duymuyor değil. Ama Fırat Tanış bile oynasa üzgünüm, bilimsel değil!

Kişinin kendi geçmiş yaşanatıları ya da ailesinin geçmiş yaşantıları terapide çalışılır. Ancak bunu sadece fark etmek yetmez. Geçerliliği kanıtlanmış yöntemlerle danışanın psikolojik sağlamlığının, baş etme yöntemlerinin, yaşadığı deneyimlere yüklediği anlamların yeniden yapılandırılması gerekir. Zeytin Ağacı’ndaki gibi anlatılmamış hatta sizin bile bilmediğiniz geçmiş yaşantıları bir yabancının yaşamış gibi görmesi, duyması zaten imkansız. Parapsikoloji bile daha bilimsel kalır.

Aile Dizimi’nin işe yaradığını söyleyen insanlar var! Yalan mı söylüyorlar?

Yalan söylüyorlar demeyelim de çok inanarak denedikleri bir yöntem sonrasında çok ihtiyaç duydukları bir iyi olma haline kavuştular diyelim. Kişinin inandığı şeyin gerçek olmasını sağladığı pek çok psikoloji terimi mevcut. Plasebo etkisi, kendini gerçekleştiren kehanet bunlardan yalnızca birkaçı. Sabah uyandığınızda gününüzün çok güzel geçeceğine inanıyorsanız, sizi ne durdurabilir ki? Eğer arkadaşınız size lavanta mumunun sakinleştirici etkisini inanılmaz övdüyse sakinleşmeye ihtiyaç duyduğunuz bir gün bu bilginin plasebo etkisine sığınmaz mısınız?

Zeytin Ağacı’nda da gördüğümüz gibi insanlar cevabını bulamadıkları sorular için bu yöntemleri deniyorlar. Terapiye gitmiş, çözüm bulamamış. İlaçlar içmiş çözüm bulamamış. bir yakını geliyor diyor ki ısrar kıyamet “bir hoca var nefesi çok kuvvetli, ne dertlere derman olmuş” diyor. Zaten kaybedecek bir şeyiniz yok. İşte böyle böyle deniyor insanlar bu yöntemleri. Siz sanıyor musunuz ki sadece eğitim almamış, cahil ya da sosyoekonomik düzeyi düşük insanlar bilimsel olmayan yöntemleri deniyor. Zeytin ağaı2nda Ada doktor, Sevgi avukat. Bu kadarı yeterli olur herhalde.

Zeytin Ağacı’nı aforoz edelim mi?

Hayır etmeyelim. Sonuçta bu sadece bir dizi ve belli ki senarist fantastik bir şeyler yazmak istemiş. Kimse çoklu kişilik bozukluğu yanlış anlattı diye Fight Club yönetmenini linçlemedi sonuçta. Güzel filmdi izledik. Ama bu diziye öyle yaklaşın. Güzel bir diziyse izleyin. Gidip Aile Dizimi merkezi aramayın.

Zeytin Ağacı Senaristi: Nuran Evren Şit

Zeytin Ağacı senaristliğini Nuran Evren Şit’in yaptığı bir dizi. Ben gerçek hayattan çok bunalan bir insanım mesela. Dizi film izlemeye bayılır. Ama en çok fantastik ve bilimkurgu türünü severim. Çünkü onlar insanı gerçek hayattan çeker alır. Uzaklara götürür. Deşarj eder, sonra koltuğa geri bırakır. Nuran Evren Şit gerçek hayattan uzaklaştırmıyor. Ama fantastik dokunuşları da var.

Nuran Evren Şit’in başka bir senaryosunda da doğa üstü bir şeyler var. Tıpkı Zeytin Ağacı’nda olduğu gibi. Bu senaryo Aşk Tesadüfleri Sever. Orada da aslında imkansız seviyesinde pek çok olay örgümüz vardı. Biraz klişe bitmiş olsa da ağladık mı ağladık. Güçlü bir senaryo kadar bir peri masalını andıran fantastiklik seviyesi de filmi unutulmaz kılmıştı. Zeytin Ağacı’nı sahte psikolog radarım açık olmasına rağmen niye sonuna kadar izledim? Çünkü ben Vatanım Sensin’i, Elveda Rumeli’yi de final yapana kadar izlemiştim. Senarist yine Nuran Evren Şit.

Kolektif Bilinç ve Zeytin Ağacı

Dizinin sırtını yasladığı bilgi o kadar güçlü ki, maalesef büyük bir hata da olsa tek bir hata için diziyi harcayamıyorum. Travmalarımız aktarılıyor. Toplumsal deneyimler bir sonraki nesillerde farklı biçimlerde tezahür ediyor. Travmaların genetik olarak aktarılmasıyla ilgili olarak Seninle Başlamadı adlı kitabı okuyabilirsiniz. Zaten dizinin yapıtaşlarından biri bu kitap. Ama aile diziminin aksine bu kitap bilimsel verilere dayanıyor.

Toplumsal öyküsü öyle güçlü ki dizinin. Mübadele, romanların ötekileştirilmesi ve toplumdan dışlanması, namus cinayeti, otoriter ebeveynlerin amaçsız çocukları, göçebe yörükler, Gölcük depremi ve travma aktarımı… Bir kişi var mıdır ki ben bunların hiçbirini bilmiyorum, ilk kez duydum desin. En bir yere ait olmayanın bile kendinden bir şeyler bulabileceği pek çok öykü var dizide. Bu nedenle de kolektif bilince yaslanıyor flashbacklerde. Nuran Hanım’ı yeterince övdüğüme göre son kez hatırlatalım: Üfürükçüye, aile dizimciye, şifalı taşçıya, falcıya değil terapiye gidin. Bilim bilimdir, enerji de enerji 🙂 Ha bu arada buyurun fragman: Tıklayınız. Babay!

Benzer Yazılar


Bu yazı Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir. 

Editör: Selin Cennet Türker

Görsel Tasarım: Taner Türker

  1. Ben psikoloji okudugum donemlerde EMDR hakkinda pekte arastirma yoktu (12 sene onceden bahsediyorum). Hatta biz okulda ogrenciler arasinda workshop duzenlemistik bazi hocalarimiz dalga bile gecmisti ‘pseudo science’ diye. Bilimsel kaniti yok demek bana ondan biraz kolay geliyor. Belki SUAN ICIN kanitlanmamistir? Psikolog olarak degisik tezlere her zaman acik olmamiz gerekmez mi ? Size tavsiyem boyle aile duzenlemesine bir kez olsa da katilmak. Eminim fikriniz tamamen degisecektir. Doktor kiz gibi! Amsterdamdan sevgiler !

    • nazik yorumunuz için teşekkürler. aslında sesi geniş kitlelere ulaşan bazı uzmanların savunma şekli de bu “bilimsel değil” argümanını öncü kılıyor. Çünkü bilimsel olmayışını ulvi bir hisle açıklamayı tercih eden çok va. bir diğer sorun da alan dışı uygulamacı problemi, her hangi bir yerden herhangi biri para vererek bu eğitimi alabiliyorken uygulaycı güvenirliği maalesef düşük. ama haklısınız belki ileride bilimsel veriler alınabilir uygulama hakkında. sonuçta travmanın aktarımı artık bilimsel bir gerçek.

  2. Merhaba; yazılariniz konulari ele alış bicimi, bilgilendirme ve hicivle harmanlandığız kelimelerle yüzümüzde tatlı bir tebessüm bırakıyor burası aşikar. Ancak eksik olan şey, deneyimlemediginiz konular hakkında yorum yapmanız.
    Mesela ;Bert Helinger kimdir? Neler yapmış bunu okuyup,ondan sonra da Alfred Adler kimdir ve Aile Dizimi terapisi ile ilgili aynı Bert Helinger gibi neler yapmış onu okuyup analiz ederek ve sonra da deney olarak aile dizimine bir katılıp deneyimlerinizi tarafsız olarak paylaşarak bu yazıyı yazmış olsaydıniz. Nasıl olurdu?Buyuk ihtimalle muhteşem bir yazı olurdu. Sevgiler

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*