The Queen's Gambit psikolojik İncelemesi

The Queen’s Gambit İncelemesi

Dizi/Psikoloji/Ruhsal Bozukluklar/Yaratıcı Psikoloji

Herkese selamlar! Hakkında kesinlikle konuşulması gereken ve son dönemin en iyi dizilerinden The Queen’s Gambit birazdan detaylarında yüzeceğim dizi incelemesiyle Psikoloji Arşiv’deki yerini alıyor. Eğer daha fazla dizi incelemesi okumak isterseniz bu yazıdan sonra sizleri Psikoloji Arşiv Dizi kategorimizde ağırlayabiliriz.

Yayınlandıktan sonra büyük bir kitlenin satranca merak sarmasına yol açan The Queen’s Gambit dizisinde sahneler o kadar etkileyici ki satrancın büyüsüne kapılmamak imkansız olsa gerek. Ancak buraya dikkat lütfen! The Queen’s Gambit dizisi bir satrançtan çok daha fazlasına sahip. Bu yazımda görkemli başrolümüz Beth Harmon’ı ve merkezine satrancı koyduğu hayatını psikoloji perspektifinden inceleyeceğim. Arka planda First Day At School çalmaya devam ediyor, o halde başlayalım…

Beth Harmon’la Tanışın

The Queen’s Gambit başlarken Beth Harmon’ı içinde sızdığı küvetten çıkmaya çalışırken görüyoruz. Yoğun bir kaygıyla hazırlandıktan sonra o güne kadarki en önemli maçına doğru onunla birlikte koşuyoruz. Satranç dünyasındaki en büyük rakibi Borgov karşısında fazlasıyla kötü görünüyor. Bunun için çok fazla sebebi mevcut. Rakibi Borgov’un gözlerinin içine bakarken bir flashback ve işte burada küçük Beth’le karşılaşıyoruz. Hayatının en travmatik anı, o ise dimdik karşımızda duruyor. Peki, içeride neler oluyor?

Bazı Ebeveynler Travmadır

Beth, babası tarafından istenmeyen bir kız çocuğu. Annesi Alice ise Beth’e daha fazla bakamayacağı düşüncesinden emin ve içinde Beth’in de bulunduğu arabayla kaza yaparak intihar ediyor. En büyük travmasını bu kazayla yaşayan Beth, The Queen’s Gambit boyunca ekrana getirilen flashbacklerden de anlayacağınız üzere annesi tarafından yoğun telkinlere maruz bırakılıyor. Aslında o zamanlar yaşı küçük olduğundan annesinin sözlerini anlamlandıramamış olsa da büyüdükçe tamamını içselleştirdiğini görebiliyoruz. Erkeklerin hakimiyet sürdüğü satranç dünyasında hiçbirine aldırış etmeden ilerliyor. İçten içe süren yalnızlık hissiyle çevresindeki kimseyle duygusal bağ kurmamaya çabalıyor.

Fark edersiniz ki Beth’e karşı annesinin tavırları oldukça dengesiz. Örneğin göl sahnesinde Beth’e veda eder gibi el sallayarak göle dalması ve bir süre ortalıkta görünmemesiyle Beth ağlamaya başlıyor. Birkaç dakika sonra annesinin su yüzüne çıkıp el salladığını görünce ise çok seviniyor. Bu kadar kısa sürede iki zıt duyguyu uç noktalarda yaşatması da elbette Beth’in kişilik gelişimini etkiliyor. İnsanlarla etkileşiminde samimiyetten uzak duruşu, olaylara verdiği yüzeysel tepkiler ve donuk mimikleri de annesinden Beth’e miras diyebiliriz.

The Queen’s Gambit Teması: Yalnızlık

The Queen’s Gambit, dışarıdan bakıldığında bir satranç dizisi gibi görünse de zannedilenden çok daha fazlası. Örneğin Beth’in yalnızlığı, iki kilometre öteden fark edilebilecek şekilde işlenmiş. Beth, gerçek dünyadan uzaklaşıp iyi hissedebildiği tek yer olan satranç tahtası üzerinde kendine yeni bir dünya yaratıyor. Yarattığı bu dünyayı tanımlarken de ağzından şu sözler dökülüyor;


“Sadece 64 kareden ibaret bir dünya. Orada kendimi güvende hissediyorum. Kontrolümde, egemenliğimde olabiliyor. Öngörmeye müsait. Zarar görürsem tek suçlu benim.”


Erken yaşta deneyimlediği olumsuz yaşantılardan mustarip olan Beth, kendini koruma dürtüsüyle artık her şeyi öngörebilmek, kontrol edebilmek ve kendini güvende hissetmek istiyor. Gerçek hayat buna müsaade etmez ancak satranç öyle değil. 64 kare üzerinde her şey onun kontrolünde. Satrançta yapılacak tüm hamleleri öngörebiliyor ve böylelikle kendini güvende hissediyor. Eğer oyunu kaybedecekse bu rakibinin başarısı değil. Beth’in hatası yüzünden olacak. Yani her şey Beth’in elinde. Zaten bu, tam da ihtiyacı olan şeydi.

Beth’in Boşluk Hissi

Satranç konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip olan Beth, şampiyonluğa doğru adım adım ilerlerken başarıları gazetelere manşet oluyor. Bu başarılar her ne kadar onda sarsılmaz bir özgüven yaratsa da mücadele etmek zorunda kaldığı büyük bir probleme sahip; boşluk hissi.

The Queen’s Gambit sahnelerinden anlaşılan o ki Beth, çocukluğunda babasının onu reddetmesi ve annesinin ona hiçbir duygusal yakınlık göstermemesi şeklinde yoğun bir duygusal ihmale maruz kalmış. Bu yaşantı, Beth’in içinde boşluk hissi yaratıyor.

Beth, ebeveynlerinin açtığı yarayla baş etmek için yoğun çaba sarf ediyor. Bu mücadele sırasında da bağımlılıklar geliştiriyor. Yurtta tanıştığı sakinleştirici haplar… Üvey annesi Alma vasıtasıyla tanıştığı alkol… İkisi de hayatının önemli parçaları haline geliyorlar. Boşluk hissi ve bağımlılık ilişkisini özetleyen bir replik de gelsin o halde; “Gitmek zorundayım. Gitmezsem boşluğa düşüp kendimi alkole veririm.”

Alkol ve Madde Kullanım Bozukluğu 101

Alkol ve Madde Kullanım Bozukluğu tanısına sahip olmak için gerekli olan bazı kriterler var. Bu kriterler alkolü artık bir keyif aracı ya da içecek tüketimi olarak kullanmadığınızı, bağımlılık geliştirdiğinizi belirtiyor. Bakalım Alkol ve madde kullanım bozukluğu kriterleri neler?

  • Alkol/maddeyi elde edebilmek ve kullanabilmek için çok fazla gayret göstermek.
  • Maddeye erişim için yoğun istek.
  • Alkol ve madde kullanımı işlevsellikte ve sosyal ilişkilerde bozucu etki yapsa dahi kullanmaya devam etmek.
  • Tekrarlayıcı bir biçimde alkol/madde kullanımını sürdürmek.
  • Bu zararlı tüketimi sonlandırmak istese dahi başarısız olmak.
Beth Harmon karakter incelemesi
Beth Harmon – The Queen’s Gambit

Yukarıdaki özellikleri The Queen’s Gambit kapsamında incelediğinizde bahsi geçen tüm özelliklerin Beth’te de olduğunu fark etmeniz sadece birkaç saniye sürecek. 3,2,1… Fark ettiniz, değil mi? Hayatının erken yıllarında ebeveynleri tarafından olumsuz yaşam deneyimlerine maruz bırakılan bireyler, ilerleyen yıllarda uyuşturucu ya da alkol kullanımına doğrudan aday olabilmektedir. Beth, ebeveynleri tarafından yeterince zarara uğradı. Yaşadığı yalnızlık ve boşluk hissiyse bu kullanımın alkol ve madde bağımlılığına evrilmesine yol açtı. Yurttaki zamanlarında ona verilen sakinleştirici haplardan yıllarca kopamaması ve alkolü bir yaşam biçimi haline getirmesi, en ufak bir sendelemede haplara ve alkole sarılması onun için bir kaçıştı!

Gerçek Sevginin Mimarı: Bay Shaibel

Bay Shaibel’in ölüm haberi üzerine yıllar sonra yurda geri dönen Beth, bodrum kata indiğinde büyük bir gerçeklikle karşılaşıyor. Bay Shaibel, Beth hakkında yayınlanan tüm haberleri, Beth’in turnuva parası için ona yazdığı mektubu ve yıllar önce birlikte çekilen fotoğraflarını dahi panosuna asarak saklamış. Bunu gören Beth, dışarı çıktığında elindeki fotoğrafla birlikte hıçkırıklar içinde ağlıyor.

Bay Shaibel karakter incelemesi
Bay Shaibel Karakteri – The Queen’s Gambit

Dikkat ederseniz, Beth’i ilk defa böyle yoğun bir duygulanım içinde görüyoruz. İşin özü şu ki; Beth, hayatı boyunca yalnızca Bay Shaibel’e duygusal olarak bağlanabildi. Bay Shaibel’in hiçbir beklenti olmaksızın ona bu denli değer vermesi karşısında Beth, sonunda gerçek sevgiyi tattı. Ben de bu sebeple Bay Shaibel’e değinmeden geçmek istedim. Koşulsuz ve karşılık beklemeyen sevginin gücü, güven hissinin önemi bu ikili sayesinde bir kez daha ekranda yer aldı.

The Queen’s Gambit Biterken

The Queen’s Gambit dizisinin sonuna doğru gelirken Beth, Borgov’la yapacağı şampiyonluk maçı öncesi, satranç sayesinde tanıştığı tüm arkadaşlarını destekçisi olarak etrafında buluyor. Böylece yalnızlığının sonsuz olmadığını öğreniyor. Bu deneyimle birlikte artık sakinleştirici haplara ve alkole ihtiyaç duymuyor. Maç sırasında tavana baktığında, o gün sakinleştirici hap kullanmamış olmasına rağmen zihninden satranç oynayabilmesi ise Beth’in değişiminin ta kendisi.

Tebrikler Şampiyon!

The Queen’s Gambit, yazımdan da anlayacağınız üzere içinde çokça anlamlar barındıran bir dizi. Böylece bizler de Beth’in yalnızca satranç serüvenine değil, hayata karşı verdiği mücadeleye de şahit olduk. En büyük rakibi Borgov’un da dediği gibi, Beth bir savaşçı. Hayatın ona getirdiği tüm travmalar karşısında dimdik ayakta durmayı öğreniyor.Dünya şampiyonuna da bu yakışır. Tebrikler şampiyon!

Editörün Notu: Yazı düzenlerken spoiler yedik iyi mi 😀 Ceren Ceylan yazılarından devam etmek isterseniz size tavsiyemiz Olağan Psikopatlar Kitap İncelemesi olacak. Görüşmek üzere.


Bu yazı Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir. 

Editör: Selin Cennet Gülmez

Görsel Tasarım: Taner Türker


Kaynakça

Amerikan Psikiyatri Birliği. (2013). DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı. (E. Köroğlu, Çev.). Ankara: HYB Yayıncılık. (Orijinal çalışma basım tarihi 2013).
Webb, J. ve Musello, C. (2020). Çocuklukta İhmalin İzi: Boşluk Hissi (9. Baskı). (G. Arıkan, Çev.). İstanbul: Sola Unitas Yayınları. (Orijinal çalışma basım tarihi 2012).
Butcher, J.N., Mineka, S. ve Hooley, J.M. (2013). Anormal Psikoloji (1. Baskı). (O. Gündüz, Çev.). İstanbul: Kaknüs Yayınları. (Orijinal çalışma basım tarihi 2011).

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*