Sineztezi kavramını anlatan bir görsel

Sinestezi : Duyuların Çağrısı

Psikoloji

Sayıların rengi var mıdır? Kelimelerin tadı olabilir mi? Fransızcanın kibar, Almancanın ise kaba sesler içeren bir dil olduğunu düşünüyorsanız sinestezi ile tanışmışsınız demektir.

Sinestezi kavramı ile tanışmam bir ödev sayesinde oldu. Duyuların belirli kombinasyonlarda birleşme fikri çok ilginç gelmişti. Sinestezik insanların deneyimlerini okudum ve yaklaşık 80 çeşit sinestezi olduğunu öğrendim. Bu deneyimleri okumak zihin ile ilgili ufkumu genişletti diyebilirim. Yaşadığım aydınlanmayı yaşatma ümidiyle bilgisayarımın başına geçtim ve bu yazıyı hazırladım. Keyifli okumalar dilerim.

Sinestezi ne demek?

Sinestezi en basit şekilde bir duyusal uyarıcının diğer uyarıcı duyusunu hatırlatması durumudur. Sinesteziye örnek de verelim. Rakamlar ile beraber renkler algılamak, şekilleri işitmek, duygulara dokunmak, müzik notaları veya haftanın günlerinin belirli renkleri çağrıştırması çeşitli sinestezi örneklerindendir.

Sinestezinin Tarihi

Sinestezi ilk olarak Flournoy tarafından 1895 yılında tanımlanmıştır. İlk kaydedilen sinestezi vakasında John Locke, kör bir adamın trompet sesi duyduğunda kırmızı rengi düşündüğünü ifade etmiştir. Sinestezi ile ilgili ilk sistematik araştırmayı Galton gerçekleştirmiştir. 200 yıldan uzun bir süredir sinestezi bilinse de yapılmış çalışmalar son 10 yılda artış göstermiştir.

Çalışmaların az olması, geçmişte beyin görüntüleme yöntemlerinin günümüzdeki kadar gelişmemiş olması ve bu nedenle sinestezinin ciddiye alınmamasıdır. Sinestezinin ciddiye alınmamasında etkili olan bir başka faktör de sinestezi deneyiminin kişilere göre farklılık göstermesi olabilir. Örneğin bir kişi için 5 rakamı kırmızı rengi ifade ederken başka biri için 7 rakamı kırmızı rengi çağrıştırabilir.

Sinestezinin Türleri ve Nedeni

Sinestezi ilişkisel ve projektif olarak ikiye ayrılır. Ayrıca sinestezinin en az 60 çeşidi mevcuttur. Bütün türlerden bahsedemesem de en sık görülenleri sıralayayım. Kromestezi, diyagram-renk sinestezisi, sayı formu sinestezisi, sözlüksel-tatsal sinestezi ve ayna dokunuşlu sinestezi. Toplumun %2-4 ‘ünde görülen bu nörolojik durumun nedeni ile ilgili çeşitli fikirler mevcuttur.

Bazı çalışmalar hastalık ve çevresel faktörlerin neden olduğunu savunurken bazı çalışmalar da genetik faktörlerin önemine vurgu yapar. Ayrıca LCD gibi halüsinojenik uyuşturucuların kullanımı sonucunda da ortaya çıkmaktadır. Evrimsel psikolojiye göre atalarımızda birleşik olan bir beyin bölgesi zamanla ayrılsa da sinestezi görülen kişilerde bu ayrım gerçekleşmemiştir. Bu düşünceden yola çıkarak hepimizde sinestezi kalıntıları mevcuttur.

Haydi bir deney yapalım…

ŞEKİL 1: HEINZ WERNER “KİKİ” VE “BUBA” ŞEKİLLERİ

Örneğin yandaki şekillere göre bir alfabe oluşturalım. Bu iki şekilden biri “buba” diğeri “kiki” sesini ifade etsin. Sizce hangi şekil hangi ses için uygundur?

Eğer soldaki şekil için “buba”, sağdaki şekil için “kiki” sesini eşleştiriyorsanız sinesteziyi deneyimliyorsunuz demektir. Bu soruya cevap verenlerin %98’i için durum böyledir. Sebebi ise şekillerin ve seslerin yumuşak ve sert olmasıdır. Sağdaki şeklin sivri köşeleri “kiki” sesindeki sert ünsüz ile eşleşme eğilimi göstermektedir.

Bir varsayıma göre ise sinestezikler çocukluk anılarına göre eşleştirmelerde bulunmaktadır. Küçükken oynadığı oyuncaklarda “5” sayısı kırmızı renk olabilir. Bu varsayıma göre aynı oyuncak ile oynayan bütün çocukların sinestezik olması beklenir. Sinestezinin düşük oranda görülmesi bu varsayımı yetersiz kılar.

Bir Açıklama Olarak Eğretileme 

Sinesteziye benzeyen ve açıklamamıza yardımcı olabilecek bir kavram da “eğretileme” dir. Eğretileme bir kavramı benzerlik ilişkisinden yararlanarak anlatma sanatıdır. Örneğin bir peynirin kokusundan bahsederken “keskin” olarak tanımlamak, bir bıçağın keskinliğini ifade ederken “kör” kelimesini kullanmak eğretilemedir. Bu kavramlar gerçek anlamda başka duyu için kullanılırken eğretileme yaparken farklı bir duyu için kullanırız. Bazı bilim insanları sinesteziyi eğretileme ile açıklamaktadır. Ancak hem sinestezi hem eğretilemenin doğası ile ilgili yeterli bilgi mevcut değildir.

Ramachandran iki kelimenin sahip olduğu zayıf ve belirsiz ikinci derece çağrışımların eğretilemeye neden olduğunu belirtir. Derecelendirilen çağrışımlar bir çağrışım halesi oluşturur ve bu halelerin çakıştığı alanlar eğretilemenin kaynağıdır. Ramachandran sinesteziklerde bu halelerin daha güçlü olduğunu iddia eder. Belirli sözcüklerin telaffuzundaki dil ve dudak hareketlerimiz bu nedenle sözcüklere karşı tutumumuzu etkileyebilir. Örneğin Fransızcadaki hemşire anlamına gelen “infirmiére” kelimesinde ince ünlüler kullanılırken Almancada hemşire anlamına gelen “krankenschwester” kelimesinde kalın ve geniş ünlüler ile sert ünsüzler kullanılmıştır. Harflerin ve kelimelerin bulunduğu türleri eğretileme ile açıklayabiliyoruz.

Şekil 2: Dil farklılıkları örneği

Peki sayı sinestezileri nasıl oluşur?

Galton, Nature Journal’deki makalesinde “rakam formları” sinestezisinden bahsetmektedir. Bu sinestezi türüne göre sinestezik olmayan kişiler sayıları zihinlerinde sayı doğrusuna göre sıralar. Bu şekilde sıralamayı da okulda gördükleri sayı doğrularından öğrenirler. Rakam formları sinestezisine sahip kişiler ise sayıları şekilde görüldüğü gibi sıralamaktadır.

Şekil 3: Galton’un sayı çizgisi

Bu varsayımın doğruluğunu değerlendirmek için çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Ramachandran’ın yaptığı araştırmada katılımcılara çeşitli sayı çiftleri verilerek büyük olanı seçmesi istenmiştir ve tepki süresi ölçülmüştür. Araştırmanın sonucunda rakam-mekan sinestezisine sahip kişilerin kendilerine özgü sayı çizelgeleri olduğunu bulmuştur.

Sinesteziyle Yaratıcılık İlişkisi

Sinestezi yaratıcılık ile yakından ilişkilidir. Bir araştırmaya göre sanatçılar, yazarlar, ressamlar ve şairlerin neredeyse üçte biri bunu deneyimlemektedir. Sinestezik ünlülere; Vladimir Nabokov, Duke Ellington, Pharrell Williams, Charli Xcx, Vincent Van Gogh, Billie Eilish ve Lorde örnek verilebilir. Bilie Eilish’in ve Lorde’nin sinestezi deneyimini anlattığı videoları izleyerek daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Yaratıcılık ve sinestezi arasındaki ilişkiyi sanatçıların sıklıkla eğretileme kullanması ile ilişkilendirebiliriz. Ancak eğretilemeyi kullanan herkes sinestezik değildir. Çünkü bu yalnızca yaratıcılığı kamçılayan nörolojik bir durumdur.

Bu yazıyı hazırlarken “Sinestezik olsaydım hayat nasıl olurdu?” diye düşündüm. Dünyayı şu an gördüğümden farklı bir şekilde deneyimlemek ilginç olurdu sanırım. Nasıl bir deneyim olduğunu benim gibi merak ediyorsanız bir kemanın ışıklandırıldığı bu videoda müziği ses-renk sinestezisine sahip birinin gözünden görebilirsiniz.

Sinestezi Örnekleri

Sinestezi, bir duyu algısının diğer duyu algılarıyla karışması durumudur. Sinestezide, bir kişi bir duyuyu algılarken normalde bağdaştırılmayan başka duyularla ilişkilendirme yapabilir. Örneğin:

  1. Renkli Harfler veya Rakamlar: Birçok sinestezi türünde, harfler, rakamlar veya sözcükler belirli renklerle ilişkilendirilir. Örneğin, bir kişi için “A” harfi her zaman kırmızı olarak algılanabilir veya “2” rakamı mavi olarak görülebilir.
  2. Müzik ve Renk: Bazı sinestezik bireyler, müzik notalarını veya müzik tınılarını renklerle ilişkilendirirler. Belirli bir nota veya müzik enstrümanı, farklı renklerde bir görsel deneyim olarak algılanabilir.
  3. Lezzet ve Dokular: Bazı insanlar için, belirli bir yiyecek veya içecek türü, dokular veya şekillerle ilişkilendirilmiş hisler yaratabilir. Örneğin, bir kişi için bir çeşit meyve, dokusu veya şekli itibariyle oynak veya düz gibi hissedebilir.
  4. Koku ve Dokular: Kimi sinestezik kişiler, belirli kokuları dokunsal hislerle eşleştirir. Örneğin, bir koku dokusal olarak pürüzlü veya düz olabilir.

Sinestezi, herkes için farklılık gösterebilir ve kişisel deneyimlere dayanır. Sinestezik deneyimler kişiden kişiye değişebilir ve bazı insanlar sadece bir duyu çiftini birleştirirken, diğerleri birden fazla duyuyu ilişkilendirir. Sinestezi genellikle doğuştan gelir ve kalıcıdır, ancak herhangi bir sağlık sorunu veya tehlike yaratmaz.

Sinestezi, genellikle kişilerin sanatsal ifadelerinde veya yaratıcılıkta farklı bir bakış açısı sağlamak için kullanılır. Bu durum, bilimsel olarak incelenen ilginç ve karmaşık bir fenomendir.

Sinestezik olduğumuzu nasıl anlarız?

Sinestezi, kişinin duyusal algılarının karışmasıyla karakterize edilen bir durumdur. Sinestezi olduğunuzu düşünüyorsanız, belirli duyularınızın (örneğin, renklerin, dokuların, kokuların, tatların veya seslerin) normalden farklı bir şekilde birbiriyle ilişkilendirildiğini fark edebilirsiniz. Bazı ipuçları şunlar olabilir:

  1. Harflerin, rakamların veya kelimelerin renkleri: Harfler, rakamlar veya kelimeler belirgin ve tutarlı bir şekilde belirli renklerle ilişkilendiriliyorsa, bu bir sinestezi belirtisi olabilir.
  2. Müzikal notaların veya seslerin renkleri: Müzik dinlerken veya notaları düşünürken, belirli seslerin veya müzik notalarının size görsel bir renk veya desen olarak algılandığını fark edebilirsiniz.
  3. Tatların veya kokuların dokuları: Belirli tatlar veya kokular size dokunsal bir his olarak algılanıyorsa, bu da sinestezi belirtisi olabilir.
  4. Duyular arası karışıklık: Genellikle ayrı duyusal deneyimler arasında belirgin bir karışıklık veya bağlantı hissediyorsanız, bu durum sinestezi olabilir.

Sinestezi, kişisel deneyimlere dayalı bir durumdur ve herkesin deneyimi farklı olabilir. Eğer bu tür duyusal birleşiklikleri fark ediyorsanız ve bunun günlük yaşamınızı etkilediğini düşünüyorsanız, bir uzmana danışmanız faydalı olabilir. Bir psikolog veya nörolog, sinesteziyi değerlendirebilir ve teşhis edebilir. Özel testler ve değerlendirmeler, sinesteziyi doğrulamaya yardımcı olabilir.

Editörün Notu:  Gizem Altıntabak yazılarından devam etmek isterseniz Kilo Önyargı adlı yazısını sizlere tavsiye ederim. Konuyla alakalı olarak da lise yıllarımda okuduğum ve çok beğendiğim Sinestezya adlı romanı tavsiye ederim. Jeffrey Moore tarafından yazılan bu romanda gerçek sinesteziklerin günlükleri temel alındığı için sizlere deneyim aktarımı anlamında güçlü bir imajinasyon yaratacağını düşünüyorum.


Bu yazı Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir. 

Editör: Selin Cennet Türker

Görsel Tasarım: Taner Türker

Redaktör: Elif Karakuş


Kaynakça
Buluttekin, Ö., Hevedanlı, M., & Yapıcı, İ. Ü. (2020). Sinestezi nedir, biyolojik boyutu, otizm ile ilişkisi ve eğitim. Syf.9
Ramachandran, V. S. (2019). Öykücü Beyin: Bir Nöroloğun Bizi İnsan Kılanın Ne Olduğuna Dair Arayışı. İstanbul, Alfa Yayınevi.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*