robot ve robopsikoloji

Robot ve Robopsikoloji

Psikoloji/Robopsikoloji

Herkese merhabalar, bu yazımda sizlere “Psikoloji eşit değildir klinik psikoloji.” mottosundan yola çıkarak robotların hayatımızdaki yerinden ve robopsikoloji (Robotik Psikoloji) alanından bahsedeceğim. Günümüzde yapay zekâ teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte robotların adını daha sık duymaya başladık. Yakın bir gelecekte robotlarla fazlasıyla iç içe bir yaşam süreceğimiz ön görülmektedir. Bu durumunda insanlar açısından olumlu ve olumsuz sonuçları beraberinde getireceği belirtilmektedir. İnsan ve robot arasındaki etkileşimi ve sonuçlarını inceleyen birçok çalışma mevcut. Peki, robotlar ne kadar hayatımızın içinde ve robopsikoloji tüm bunların neresinde?

Robot kavramı hayatımıza nasıl girdi?

Robotların serüveni, Leonardo da Vinci’nin ortaya koyduğu mekanik vizyondan, Karel Čapek’in “Rossum’un Evrensel Robotları” isimli tiyatro oyununa kadarki tüm süreçte insanlık için büyüleyici bir kurgu olmuştur. Sonrasında bilimsel kurgu filmlerinde sıkça yer verilen ve hepimizi heyecanlandıran robotlar varlığını kurgusal olarak sürdürmedi. Artık robotlar hayatımızın bir gerçeği.

Robopsikoloji Etkinliğimiz:

Tasarım harikası robotlarla birlikte yaşamak geleceğin vizyonu olsa da günlük hayatımızda yapay zekâ temsilcileriyle sürekli olarak etkileşim halindeyiz. Apple’ın Siri’si, Amazon’un Alexa’sı ve Samsung’un Bixby’si en başlıca örneklerimiz. Bunun yanı sıra artık insanlarla iletişim ve etkileşim kurmak için tasarlanan robotlar yani sosyal robotlar, giderek insana benzeyen görüntü ve davranış kalıpları temel alınarak yaratılıyor. Bu gelişmelerle birlikte özellikle sosyal robotların eğitim veya sağlık gibi alanlarda yaşam kalitemizi koruma ve iyileştirme konusunda hayatımızda daha çok varlık göstereceği belirtiliyor.

Robotlar hayatımızın hangi alanlarında bizimle?

Ülkemiz, henüz robot teknolojisinde çok gelişme kat edememiştir. Fakat dünyada sosyal robotlar pek çok alanda kullanılmaktadır. Restoranlarda garson, temizlikçi ve resepsiyonist; yaşlı bakımında yardımcı robot olarak (ayağa kaldırmada, ilaçlarını getirip götürmede) hizmet veriyorlar. Hastanelerde ilaç dağıtımı başta olmak üzere birçok alanda, eğitimde öğretmen asistanı gibi konumlarda bulunuyorlar. Eğitim alanında robotlarla ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz Enes’in Fareler ve Robotlar adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Otizm spektrum bozukluğu ve demans hastalarının tedavisinde de robotlar yer alıyor.

Anlayacağınız dünyada robotlar birçok alanda kullanılmaktadır ve bunun giderek yaygınlaşması bekleniyor. Hatta Japonya’da neredeyse tüm çalışanlarının robotlar olduğu bir Robot Otel mevcut. Fakat tüm gelişmelerin yanı sıra araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlara göre, sosyal robotların insanlarda tedirginlik, tehdit ve tehlike gibi olumsuz duyguları uyandırdığı belirtiliyor.

İnsanlar neden robotlar hakkında olumsuz düşüncelere sahip?

Yapılan araştırmalarda insanların büyük çoğunluğunun robotlar hakkında olumsuz düşüncelere sahip olduğunu belirtilmektedir. Bu olumsuz düşüncelerin nedenleriyle ilgili birçok araştırma yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Kabul gören en yaygın sebeplerden biri medyada robotların sunumudur. Robotlar medyada iki temel senaryo üzerinden yansıtılmaktadır. İlki robotların insanlar gibi olmak istediği senaryolar. İkincisi ise robotların üstün bir güç ve zekâ düzeyine ulaşması ve ardından tüm insanlığı köleleştirmesi ya da yok etmesidir. Ortaya koyulan birçok dizi ve film bu senaryolar etrafında dönmektedir. Robotların ve insanların birlikte mutlu bir dünya düzeni içinde yaşadığı senaryolara rastlamak çok mümkün değildir.

Ucuz İş Gücü Riski

İnsanların robotlar hakkında olumsuz düşüncelerinin diğer bir sebebi ise robotların yerlerini almasına yönelik endişeleridir. Gelişen teknolojiyle birlikte daha ucuz iş gücü olan ve kusursuz sonuçlar ortaya çıkarabilen robotların, düşük-orta sınıf çalışanların yerini alacağı ön görülmektedir. Bu durum toplumda sınıfsal eşitsizliği derinleştirecek ve işsizlik sorunları yaratacaktır.

İnsanların, görünümü insana benzeyen robotlara yönelik korkularının daha yüksek olduğunu belirten çalışmalar vardır. Bu konuyla ilgili olarak “Tekinsiz Vadi” yazısını okumanızı mutlaka tavsiye ederim. Fakat tam aksini ortaya koyan çalışmalar da mevcut. Bu çalışmalarda görüntüsü insana benzeyemeyen robotlara yönelik olumsuz duyguların yüksek olduğu belirtilmektedir. İnsanlar karşılarında duygusuz, empatiden yoksun sadece metalden oluşan fakat çok zeki ve güçlü varlıklar olmasından endişe duymaktadır. Bu nedenle insana benzeyen görüntüleri sayesinde bazı robotlara daha olumlu yaklaşılmaktadır.

Psikoloji ve Robot Serüveni

Yukarıda bahsettiğim gibi robotların artık hayatımızda çok daha fazla yer alacağı ön görülmektedir. Belki çalışma arkadaşımız olacaklar ya da evdeki yardımcımız, dostumuz. Peki robotlarla yaşamaya ne kadar hazırız? İnsan- robot etkileşimini ortaya koyan birçok çalışma mevcut. İnsanların robotlara nasıl tepki verdiğine, ne şekilde algıladığına yönelik. Aslında bu çalışmalar içerisinde de psikologların fazlasıyla rolü var. Fakat robotların insanlar tarafından kabul görmesine, iyi ilişkiler kurmasına yönelik çalışmalarda eksiklik vardı. İşte tam da bu noktada insanın olduğu her yerdeyiz diyerek psikologlar devreye giriyor. Psikoloji biliminin sunduğu bilgiler ışığında insanlar açısından robotlarla ilgili birçok soruya cevap ve çözüm bulmayı amaçlayan robopsikoloji alanı doğuyor.

Robopsikoloji (Robotik Psikoloji) Nedir?

Robopsikolog Prof. Martina Mara bir röportajında “Robopsikoloji nedir?” sorusu karşısında “Merak etmeyin Freud’un kanepesinde travmalarını anlatan bir robot yok. Çünkü çoğu insanın sahip olduğu düşüncenin aksine robotların bilinçleri ve ruhları yok” diyor. Alanın odak noktası yine insan.

robopsikoloji nedir
Robot ve Robopsikoloji

Robopsikolojinin başlıca çalışma alanları ise; robotların psikolojide hangi alanlarda, ne şekilde kullanılabileceği sorularına cevap aramak. Örneğin psikolojik değerlendirme, klinik psikoloji, kanıta dayalı psikoterapiler gibi… Psikoloji biliminin, robot yapımını ve insan-robot etkileşimini ne şekilde etkileyebileceği konusuyla da ilgileniyor.

Robopsikologlar, insanların yapay zekayı ve robotları ne şekilde deneyimlediği ve bunları kabul etmek için nasıl tasarlanmaları gerektiğine odaklanır. Robopsikoloji, insanı merkezine koyan robotik üzerinde durmaktadır. Yani gelişen teknik dönüşümün içerisinde insanın ihtiyaçlarına yoğunlaşmak ve anlamlı bir topluluğun ne şekilde yaratılabileceğini bulmaktır asıl amaç.

Editörün Notu: Eğer yazıyı beğendiyseniz ve Büşra Uzunkaya yazılarından devam etmek isterseniz Femme Fatale ve Ölümsüz Eyşanlar adlı yazıya göz atabilirsiniz.


Bu yazı Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir. 

Editör: Selin Cennet Gülmez

Görsel Tasarım: Taner Türker


Kaynakça

David, D., Matu, S. A., & David, O. A. (2014). Robot-based psychotherapy: Concepts development, state of the art, and new directions. International Journal of Cognitive Therapy, 7(2), 192-210.
Libin, A. V., & Libin, E. V. (2004). Person-robot interactions from the robopsychologists’ point of view: The robotic psychology and robotherapy approach. Proceedings of the IEEE, 92(11), 1789-1803.
Müller, B. C., Gao, X., Nijssen, S. R., & Damen, T. G. (2020). I, Robot: How Human Appearance and Mind Attribution Relate to the Perceived Danger of Robots. International Journal of Social Robotics, 1-11.
Onnasch, L., & Roesler, E. (2020). A Taxonomy to Structure and Analyze Human–Robot Interaction. International Journal of Social Robotics, 1-17.
Szollosy M. (2015) Why Are We Afraid of Robots? The Role of Projection in the Popular Conception of Robots. In: Romportl J., Zackova E., Kelemen J. (eds) Beyond Artificial Intelligence. Topics in Intelligent Engineering and Informatics, vol 9. Springer, Cham.
Yılmaz, F. (2018). Robotlar Hayatımızda. FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, (12), 109-120.
Złotowski, J., Proudfoot, D., Yogeeswaran, K., & Bartneck, C. (2015). Anthropomorphism: opportunities and challenges in human–robot interaction. International journal of social robotics, 7(3), 347-360.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*