Nocturnal Animals film incelemesi

Nocturnal Animals: Bir İlişki Otopsisi

Film/Yaratıcı Psikoloji

Nocturnal Animals: Bir İlişki Otopsisi adlı bu yazıda benim hayranlığımı kazanan “Gece Hayvanları” filmini ve ana karakterler arasındaki ilişkiyi ele alacağız. Film Psikoloğu olarak; Edward ve Susan’ın yıllar önce bitmiş olan evliliği hakkında bir otopsiye davet ediyorum sizi. Giden kadar geride kalanın da acısına şahit olacağımız bu filmde, otopsiyi başlatan ilk kesiği atıyorum. Aman dikkat bu bir aşk filmi değildir.

Nocturnal Animals Ne Anlatıyor?

Film; zengin, mutsuz, başarısız ve yalnız bir kadın olan Susan‘ı kendi çöplüğünde tanımamız ile başlıyor. Çöplük dediysem lüks, soğuk, sanat dolu bir çöplük. Sanat tarihinde uzmanlaşan Susan, harika bir eşe, mükemmel bir hayata, hep hayal ettiği başarılara sahip bir hayat yaşıyor. Ancak bunların mutluluk getirmediğini çoktan anlamış vaziyette. Üstelik kızı ile ilişkisi oldukça kötü. Eşi tarafından aldatılıyor.

Bir gün eski eşi Edward’dan bir kargo alıyor. Edward, Susan’a ithaf ettiği kitabını göndermiş. Kitabın adı da Nocturnal Animals. Susan’ın fikrini önemsediği ve mesajını beklediği yazıyor notta. Susan kitabı okumaya başlıyor. Ancak kitapta geçen her sahne, vahşet, çaresizlik, hüzün; Susan’a Edward’a yaptıklarını hatırlatıyor. Buyurun fragman!

Nocturnal Animals’ı Neden Çok Sevdim?

Birkaç sebebi var aslında. Birincisi; ben de Edward’ın çektiği acıya eşlik ettim, sarılıp ağlamak istedim. Öyle güzel bir anlatımı vardı. İkincisi, sembolik bir anlatımı olması. İki yıllık eşi tarafından terk edilmiş ve aldatılmış olan Edward’ın acı çektiği anları hiç izlemiyoruz. Ama Edward yazdığı Nocturnal Animals adlı kitaptaki Tony karakteriyle kendini o kadar güzel aktarıyor ki o acının her anını hissediyoruz aslında.

Üçüncü sebep de görsel şölen. Filmin yönetmeni Tom Ford, moda tasarımcısı olması sebebiyle olsa gerek filmde gerçekten gözlerimizi mest ediyor. Ek olarak ritmik akış ve arka plandaki seslerin geçişi de hikayede bir rolümüz varmış gibi filme dahil olmamızı sağlıyor. Dördüncü sebep, aynı anda 3 hikaye izliyor olmamız: Edward ve Susan’ın evli olduğu zamanlar, Susan’ın şimdiki hayatı ve Edward’ın kitabındaki öykü. Üçüncüsü gerçek bile değil ama aşırı vurucu.

Nocturnal Animals Karakter İncelemesi 

Susan ve Edward’ın Anatomisi

Edward daha önce bahsettiğim gibi Susan’ın eski eşi. Aynı zamanda da başarısız bir yazar. Çektiği acılar doğrultusunda daha güçlü bir kaleme sahip olduğunu ise kitapla birlikte görüyoruz. Susan’a gönderdiği Nocturnal Animals adlı kitabında acı, nefret ve hüzünle dolu bir öykü var. Bu kısmı ileride aktaracağım.

Tony Hastings, Edward Sheffield
Tony Hastings, Edward Sheffield

Susan, Nocturnal Animals’ı her okuduğunda Edward’a yaptığı kötülükleri hatırlıyor. Susan, üst tabaka bir ailenin muhafazakar, güç düşkünü, paraya meftun bir ailenin romantik kızı ama o kadar da romantik değil. Edward’ın romantik, hassas, duygusal oluşu başta onu etkiliyor. Ailesine inat onunla evleniyor. İki yıl kadar kısa bir sürede Edward’ın hassaslığı Susan’a zayıflık gibi gelmeye başlıyor. Sonrası malum uzaklaşma, kırıcı davranışlar, ayrılık.


“Birini seviyorsan sorunları çözmeye çalışırsın. Bir kenara atıp, gitmezsin!

Dikkatli olmak zorundasındır, bir daha bu aşkı bulamayabilirsin.”


Edward için asıl can sıkıcı olansa Susan’ın onu aldatması ve hatta Edward’dan olan bebeğini ondan habersiz aldırması. Edward bunların hepsini bir şekilde öğreniyor o dönemde. Susan da Edward’ı aldattığı kişiyle evleniyor.

Neden Ayrıldılar?

Zor bir ilişki aslında. Burada birbirine benzemeyen iki insanın birbirine iyi gelme çabasını izliyoruz. Ama Susan erken vazgeçiyor. Zaten her zaman erken vazgeçen biri olur ayrılıklarda. Genelde daha az seven kişidir. Ona gitmek kolaydır. Susan için de gitmek kolay. Hatta bence bir yıl fazla dayanıyor. Annesine benzemekten korktuğu için Edward’la olmaya zorluyor kendini. Peki 19 yıl sonraki hali kime benziyor dersiniz. Bingo! Annesine.

Susan Morrow
Susan Morrow

Susan olmaktan korktuğu kişiye, annesine dönüşmemek için yanında durduğu Edward’ı, annesinin sahip olduğu imkanlara sahip olmadığı için terk ediyor. Biraz yüzeysel oldu. Aslında kendi ailesinde görmediği duygusallığı, heyecanı, romantizmi Edward’da sürekli görmek de onu rahatsız ediyor. Eleştirirken kırdığı, hassas kelimesini zayıf anlamında kullandığı yerler de tam olarak buralar.

Bir Gece Hayvanı: Susan

Susan, muhafazakar ve sevgisiz bir ailede yetişmiş. Annesi her şeyin güç, statü ve refahtan ibaret olduğunu düşünüyor. “Bizim gibi” tabirini kullanırken görüyoruz annesini. Yani refah içinde, soğukkanlı, güçlü ama mutsuz ve yalnız. Susan bu karakter olmak istemiyor. Annesi de uyarıyor, bana benzeyeceksin, diyerek. Edward zarar görür evlenme diyor. Ancak Susan evleniyor ve annesinin her dediği çıkıyor. Nesin sen Firdevs Yöreoğlu mu?


“Şu an onda sevdiğin şeyler, birkaç yıl sonra nefret ettiğin şeylere dönüşecek.”


Bence Susan’ın henüz tam anlamıyla kendini bulmadan evlenmiş bir genç kadın (24 civarı) olması, yaptığı hatalarda oldukça yüksek bir etkiye sahip. Eğer bir şeylere “sahip olmayı” ya da bir şeyleri “başarmayı” kendi başına deneyimlemiş olsaydı Edward’ı bunlar için suçlayamazdı. Ancak ailesinin sunduğu hayatın dışına Edward’la birlikte çıktığı için ilk onu suçladı ve ilk ona saldırdı. Bu yüzden insanlar sosyoduygusal olgunlaşma süreçlerini tamamlamadan evlenmemeli.

Susan’ın annesi Edward için duygusal, hassas, zayıf, bizim gibi değil tabirlerini kullanıyor. Mutsuz olacaklarını ve yara alanın Edward olacağını söylüyor. Susan ise 1 yıllık evlilik sonrası, arkasında devasa bir enkaz bırakarak Edward’ı terk edince duygusal bir cinayet işlemiş oluyor.


“Bazen her şeyi sessizce değiştirmek o kadar da iyi bir fikir olmayabilir.”


Edward ve Tony: Bir Aşığın Depresyonu

Gelelim Edward’a. Aslında Edward’ı, Susan onu terk ettikten sonraki haliyle hiç görmüyoruz. Terk edilme sonrasını temsil eden birini izliyoruz. Edward’ın kitabı Nocturnal Animals’ın ana karakteri Tony aslında karakter olarak Edward’ın birebir kopyası. Yani Tony, Susan’ın terk ettiği haliyle Edward’ı temsil ediyor.

Bir matematik profesörü olan Tony kızı ve eşiyle birlikte tatile giderken Teksas yolunda bir grup serserinin saldırısına uğruyorlar. Önce psikolojik ve sosyal şiddetle başlayan olay, kalabalık olmaları nedeniyle darba dönüşüyor. Sonrasında kızı ve karısı kaçırılıyor. Tony ise biraz dayak yedikten sonra ücra bir araziye atılıyor. Arkasında iz bırakmak istemeyen adamlar onu almaya geldiğinde saklanıyor. Karısı ve kızını bulmak için çıkmıyor. Birkaç gün sonrasında ise bir trajedi vuku buluyor ve polisler karısı ile kızının cesetlerine ulaşıyor. Burada artık Susan’ın Edward’ın hayatında fikren öldüğünü görüyoruz. Ancak acısı varlığını sürdürüyor. Tony failleri bulana kadar olay yerini terk etmiyor. Aslında Susan’ın terk ettiği Edward’ın kendi yerini ve hayatını uzunca bir süre değiştiremediğini buradan anlıyoruz. Çünkü soruşturma yıllar sürüyor ve Tony hep karısıyla kızını kaybettiği yerde bekliyor.


“Kimse kendinden başka bir şey hakkında yazmaz.”


Nocturnal Animals kitabının açılışındaki bu olayda Tony başlarda tepkisiz kalıyor. Burada Edward’ın kürtaj ve terk edilme sonrasında donakalma tepkisi gösterdiğini anlıyoruz. Sonraları ise Tony bir yardım bekliyor. Polisler failleri bulsun, kim suçluysa cezasını çeksin. Burada da Edward’ın birilerini suçlamak istediğini ama katili yani Susan’ı ondan alan kişiyi bir türlü karşısına alamadığını seziyoruz. Saç sakal birbirine karışıyor Tony’de, üstü başı dağınık. Uykuları düzensiz, yemek desen hiç yok. Özgüveni iyice kırılıyor. Neyi bilip bilmediğinden emin olamıyor. Pek çok kötü şey için kendini sorumlu tutuyor. Kısacası hafif depresyon belirtileri kendini gösteriyor.

Nocturnal Animals için Karanlığa Geçiş

İlerleyen zamanlarda Tony intikam istiyor. Depresyon ve yas sürecini biraz daha atlatmış görüyoruz onu. Yeterli delil olmadığı için salıverilmesi söz konusu olan suçlular için kendi infazını belirlemek istiyor. Burada da Edward’ın artık ayağa kalkmaya hazır olduğunu, toparlanmak için çabaladığını seziyoruz. Ama Tony hala karısı ve kızının ölümünden kendini sorumlu tuttuğu için Edward’ın da bu suçluluk hissini üzerinden atamadığını anlıyoruz.

Ne yapacağını, nereye gideceğini bilmez bir haldeyken polis memuru onun için tüm planları yapıyor. Adalet planı. Kitapta süreç Tony ve polis memuru Bobby’nin suçluları infaz etmesiyle son buluyor. Ben kızına ve karısına tecavüz eden kişinin yani Ray karakterinin Susan’ı temsil ettiğini düşünüyorum. Çünkü onu terk eden yani karısı olan Susan’ı elinden alan da kürtaj yaptırıp bebeğini öldüren de Susan. Bu gözle bakarsanız Tony’nin kitabın başında ölen eşi masum Susan’ı, Ray yani suçlu ise Edward’ı aldatıp terk eden Susan’ı temsil ediyor olabilir. Aynı zamanda Ray, ölmeden hemen önce Tony’i zayıflıkla suçluyor. Tıpkı Edward’ı terk etmeden hemen önce Susan’ın yaptığı gibi.

Edward’ın Dirilişi

Tony karakteri, her şeye sebep olan kötü karakter Ray’i öldürdükten sonra yanlışlıkla kendini vuruyor. Burada da nefretini kazanan Susan’ı temsilen öldürmenin Edward için bir ölüm olduğunu görüyoruz. Artık Susan’ı sevemez, ondan nefret edemez. Artık başka biri olmak zorunda. Susan’a dair tüm duyguları ise bu vahşet dolu gerilim şaheseri kitaba dönüşüyor. İçindeki kin ve intikam hissi artık kitapla Susan’a da ulaşmış oluyor. Artık yeni bir Edward var, hiç görmesek de…

Nocturnal Animals, Yapısal Kuram ve Bobby Andes

Bobby, Nocturnal Animals kitabı boyunca Tony karakterine eşlik eden polis memuru. Cinayetleri de o soruşturuyor. Yargıç diyorum çünkü önce Tony’i karısı ve kızını kurtarmaya uğraşmadı diye yargılıyor. Neden arabaya tekrar binmedin? Sen bu adamları yakalamak istiyor musun? Sonrasında ona çok yüklendiğini fark ediyor, acıyor. Tony ile birlikte adaleti bulmaya çalışıyor. Burada Tony Edward’ın zayıf egosunu temsil ediyor. Kendini suçlamak, eyleme geçememek, iyi ve kötü karar ve kararsızlık arasında sıkışmak…

Bobby ise Edward’ın süperegosu. Önce Edward’ı kendini suçladığı her şey için bir tur da o yükleniyor. Güçlü olmaya, adaleti aramaya zorluyor. Bu şekilde egoyu yani Tony’i daha da ezdiğini fark edince onunla işbirliğine koyuluyor. Bu sayede ego ve süperego arasında denge kuruluyor. Tony’nin Ray’i öldürdüğü sahneye kadar Edward’ın id’ini görmüyoruz. Hazcılık, saldırganlık, benmerkezcilik asla yok. Ta ki Ray, karısına yaptığı akıl almaz şeyleri Tony’nin yüzüne anlatıncaya kadar. O noktada herkesin katil olma potansiyeline sahip olduğu gerçeğini Tony biz htırlatıyor. Bu sayede de Edward nefret ettiği formdaki Susan’ı öldürüyor.

Nocturnal Animals Hakkında İlginç Bilgiler

  • Susan geceleri uyumakta zorlanan biri. Bu yüzden Edward ona evli oldukları zamanlar Nocturnal Animal yani gece hayvanı diye lakap takmış. Kitabın ve dolayısıyla filmin adı buradan geliyor.
  • Filmin açılış sahnesinde obeziteye sahip çıplak kadınların dans edişini izliyoruz. Benim fikrim yönetmenin; sahip olmak için uğraştığımız suni hedeflerin şekilcilikten ibaret olduğunu seyirciye göstermek istediği için böyle bir açılış yaptığı yönünde. Çünkü film boyunca da bu alt metni her 20 dakikada bir alıyoruz.
  • Sanat galerisi sahibi Susan film boyunca kendi sergisi de dahil hiçbir yerde gülmüyor. Sadece Edward ile buluşmaya hazırlanırken gülüyor.
  • Susan’ın galeri için satın aldığı eserlerden biri devasa boyutta bir “intikam” yazısı. Yönetmenin, bunun bir intikam filmi olduğunu hala anlamayanlar için son uyarısı bence. Hatta Susan için de.

Ne kadar çok konuştum ya. Siz siz olun hemencecik evlenmeyin. Görüyorsunuz bu iler şakaya gelmez. Son bir alıntı. Yine Susan’ın Melih Bey Takımı annesinden geliyor.


“Hepimiz eninde sonunda kendi annemize dönüşürüz.”


Diğer yazılarım için:

  1. Merhabalar, her metaforu ayrı ayrı ele aldığınız bu incelemenize bayıldım. Filmden sonra koşturarak buralara geldim. Anlamadığım veya belirsiz olan noktalar için ilaç gibi geldi doğrusu. Müteşekkirim.

    • Merhaba furkan bey, beğenmenize çok sevindim. güncel bir film olmadığı için diğer yazılarıma kıyasla kitlesi küçük kaldı. Size ulaşmış olması mutluluk verici.

  2. Söz konusu filmi dün gece seyrettim ( Prime tv sanırım) Yorumlarınızı dikkat ve ilgi ile okudum.Benim için gayet aydınlatıcı oldu. Teşekkürler

  3. Ben de yeni seyrettim filmi. Neden olduğunu anlayamadığım bir hüzün kapladı içimi, araştırma isteği duydum ve yazınıza ulaştım.
    Çok düşündüm üzerinde konunun
    Elbette hepimiz hayatımızda bazen çok önemli kararlar vermek zorunda kalabiliyoruz. O önemli kararları verirken acaba doğru mu yapıyoruz hata mı yapıyoruz diye uzun süre ikilemde kalabiliyoruz. Ancak bir karar verdikten sonra artık geriye dönüp bakmamamız, pişmanlık yaşamamaız gerekiyor, aksi takdirde hayatımıza yön veremeyiz.
    Bu film sanırım tam bu noktaya can acıtıcı bir şekilde dokunuyor. Geçmişinizi sorgulatıyor, aynı hatayı ben de yapmış olabilirmiyim diye düşündürüyor. Sanırım acı gelen şey o
    Ama diğer taraftan mantıklı olmak gerekirse, sizin yorumlarınızda dokunmadığınız konu var ki adamın obsesif yapısı. Normal bir insan değil. Normal bir insan 20 yıl intikam duyguları ile yaşamaz, 20 yıl sonra bile karşı tarafa bu derece acı yaşatmaya çalışmak kimsenin haddine değildir. 20 yıl acı ile yaşayacaksın, kendine başka hayat kuramayacaksın (Oneitis hastalığı) sadece nasıl intikam alacağını düşüneceksin ve çok sonra belki de karşı tarafı intihara bile sürükleyebilecek olan böyle bir hamlede bulunacaksın.

    Eğer kadının birazcık aklı varsa on da uzun senelerdir unutamıyor izlenimi verdiği bu adamı o anda neden ve iyiki bıraktığını o gece anlar.
    Bir şey daha var ben mi kaçırdım gerçi önemi yok da, kadın katolik ve çocuk aldırması yasak, o kız esasında bizimkinin çocuğu ama adamdan sakladılar bunu, yeni baba büyüttü. Siz sanki çocuğu aldırmış gibi anlattınız da belki ben yanıldım.
    Yorumlarınızı almayı çok arzu ederim
    Saygılarımla

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*