Eğitim ve Psikoloji

Eğitimde Psikolojinin Önemi

Gelişim Psikolojisi

Başlık: Eğitimde Psikolojinin Önemi

Konuk: Dr. Psikolojik Danışman Ezgi Denizel Güven  

Moderatör: Psk. Selin Cennet Gülmez 

16 Nisan 2020 Perşembe günü saat 20:00’da Psikoloji Arşiv instagram hesabında gerçekleşen canlı yayında; eğitim ve psikolojinin ilişkisini, zorbalık ve dinamiklerini, sosyal ilişkiler bazında eğitim alanında yürütülen çalışmaları, kaynaştırma öğrencilerini, tanılama sürecinin aileye aktarılmasını ve daha pek çoğunu konuştuk.

Öncelikle kaynağı canlı yayına dayanan bilgileri aktaracağız. Bu bilgiler hazırladığımız sorulara konuğumuz Ezgi Hoca’nın verdiği cevaplardan derlenmiştir. Devamında, ileri okuma olarak, zorbalık ve sosyometrik çalışmalara dair Selin Gülmez’in hazırladığı yazıyı bulacaksınız. İleri okuma olarak dosyanın sonunda yer alan kitap listesine de başvurabilirsiniz. Yayın sonunda Ezgi Denizel Güven’in eğitim alanında çalışacak meslek grupları için önerdiği kitapları da okumakta olduğunuz yazı içinde bulabilirsiniz. 

YAYIN NOTLARI 

Eğitimde psikolojinin önemine dair: Eğitim ve öğretim, psikoloji alanında lisans eğitimi alırken de gördüğümüz üzere öğrenme psikolojisinden bağımsız değerlendirilemez. Ayrıca eğitim sürecinde çocuklarla ve ergenlerle çalışılacağı için ciddi anlamda gelişim psikolojisi bilgisine sahip olmak gerekli. Öğrenme ve gelişimi bilişsel süreçlerden ayrı tutamayacağımız için bilişsel psikoloji de önemli hale geliyor. Bu anlamda psikolojinin hemen her dalında üretilen bilginin eğitimde kullanıldığından, kullanılması gerektiğinden bahsetmek mümkün.  

Eğitimde psikologların önemine dair: Yukarıda bahsedilen alt dallara dair bilgi birikimine sahip olma ihtimali yüksek bir grup olan psikologlar olmadan eğitimin sürdürülmesi mümkün olmaz. Yapılan tek iş de öğrenciye rehberlik etmek değil, yeri geldiğinde sınıf ve okul iklimini düzenlemek, yeri geldiğinde ebeveyn danışmanlığı yapmak gibi görevler oluşabiliyor. Öğrencilerin gelişimsel seyrini takip edebilmek ve risk grubunda olan, özel gereksinimlere sahip olma ihtimali taşıyan çocukları fark edebilmek çok önemli. Yine eğitim alanında psikososyal, bilişsel, duygusal gelişimi destekleyen pek çok uygulama gerçekleştiriliyor.

Önleyici ruh sağlığı çalışmaları, duygusal farkındalık kazandırma çalışmaları buna örnek gösterilebilir. Bu başlıklar altında bakınca psikologlar eğitim alanı için önemli bir konumda yer alıyor. Not: Ezgi Denizel Güven’in okul psikoloğu ve psikolojik danışman arasında fark gözetmeden soruları cevapladığını belirtmek gerek. Benzer görevler ve yükümlülükler her iki meslek grubu için geçerli. 

Akran zorbalığına dair: Zorbalık hakkında pek çok etken var. Popüler çocuk zorbalık uygulama, reddedilen çocuk zorbalığa maruz kalma kısmında risk grubunda. Burada herhangi bir suçlu aramak da doğru olmaz çünkü zorbalığı uygulayan çocuğun ne gibi dinamikler içinde yaşadığını bilmek gerek. Örneğin duygusal istismar yaşamış olabilir, güce çok önem veren bir ailede yetişmiş olabilir… Tüm bu süreci engelleyebilmek için yapılabilecek şeyler var tabii ki. Çocuklara empati kazandıracak atölyeler düzenlemek, duygusal farkındalık çalışmaları ve psikolojik sağlamlık çalışmaları yapmak etkili olacaktır. Burada okul iklimi de etkili. Okulun nasıl bir vizyon ve misyonu var, öğrencinin başarısı mı önemli yoksa mutluluğu mu? Her okulun her çocuk için uygun olmadığını belirtmek gerek. Okul yönetimi ve öğretmenler için zorbalık önemli bir konu olmazsa, bu konuya duyarsız kalınırsa mağdur çocuğun yardım bulması da imkansız hale gelir. (Zorbalığa maruz kalma sonrası oluşacak belirtiler ve sosyometrik çalışmalar için sonraki bölümde yer alan yazıdan yararlanabilirsiniz) 

Kaynaştırma öğrencilerine dair: Burada psikologlara düşen görev aile, sınıftaki diğer öğrenciler ve öğretmenlerin yeterli bilgiye sahip olmasını sağlamak. Bireysel eğitim programı (BEP) hazırlanması da görevleri arasında. Yine her okul ikliminin her çocuk için uygun olmadığını belirtelim. Akademik başarı beklentisi yüksek okullar dislektik bir çocuk için uygun olmayacaktır örneğin. Çocuğun gelişimsel, bilişsel takibi burada da çok önemli. Sınıftaki diğer çocukların ailelerine de kaynaştırma öğrencisinin akıllarında beliren herhangi bir kalıpla aynı olmadığını öğretmek gerek. Esasen toplumu bilinçlendirmek gibi bir noktaya gelmiş oluyoruz. Çocuğun aldığı eğitime ek olarak bir destek programı yürütülüyor ve burada diğer velilerin çocuğu sınıfta istememesi için bir sebep yok. Ancak kaynaştırma öğrencisi çok geniş bir kavram.

Burada mental retardasyon, otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi pek çok tanı söz konusu. Örneğin hemen her okulda DEHB tanısına sahip kaynaştırma öğrencileri var ve sayıları da artıyor. Önemli olan çocuğun dahil olduğu tüm çevrenin bilinç kazanmasını sağlamak ve destek eğitim programının doğru yürütüldüğünden emin olmak. Tanılama sürecinde ise çok dikkatli olmak lazım, her çocuğun tanı alması doğru değil, psikiyatriye yönlendirmeden önce çok ince bir çizgi üzerinde gidip gelerek defalarca değerlendirme yapmak gerek. Tanı aldığında ise bu tanıya dair aileye özel görüşme ve bilgilendirme yapmak lazım. Olası durumları yordayan bir konulma da yapılabilir. 

Öğretmenlerin psikoloji bilgisine dair: Az önce kaynaştırma öğrencilerinde bahsettiğimiz gibi öğretmenler yeterli bilgiye sahip olmayabiliyor. Yine bilgi eksikliği nedeniyle kaynaştırma öğrencisini sınıfa almak istemiyorlar mesela ya da uğraşmak istemiyorlar. Psikologlar yeterli bilginin sağlanması için hizmet içi eğitim olarak seminer, atölye düzenleyebilirler, bilgilendirici içerik sunabilirler ki bunları yapıyoruz. Ancak asıl önemli olan bilgiyi aktarmaktan çok aktarılan kişide kalıcı olması, kulakta kalması, uygulamaya geçmesi. Sıklıkla aktardığımız bilgi havada kalabiliyor. 

Eğitim alanında çalışmak isteyen psikoloji öğrencileri için: Benim en büyük önerim gelişim psikolojisi dersi almaları olacak. Öğrenme psikolojisi, bilişsel psikoloji derslerini ve kaynaklarını kullansınlar. Gelişim basamaklarını çok iyi bilsinler. Çocuk ve ergen psikopatolojisi, klinik psikoloji, psikopatoloji dersleri özel gereksinimli çocukları tanımaları, fark etmeleri için önemli bir katkı sağlayacaktır. (Ezgi Denizel Güven’in önerdiği kitapları içerik sonunda bulabilirsiniz). Son dönemde daha da değer kazanan önleyici ruh sağlığı, psikolojik sağlamlık çalışmaları hakkında da okumalar yapmalılar.  

ZORBALIK VE SOSYOMETRİK ÇALIŞMALAR 

Zorbalık, bir öğrencinin diğer bir öğrenci ya da öğrenciler tarafından birden fazla olumsuz davranışa maruz kalması olarak tanımlanır. Akran zorbalığı, bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türüdür. 

Zorbaca davranış  fiziksel ya da psikolojik olarak meydana gelebilir. Düzenli olarak şiddet görme, itilip kakılma kadar düzenli olarak alay konusu olma da zorbalığa maruz kalındığını işaret eder. 2010 yılında 15 bin çocukla Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre  her 3 çocuktan biri akran zorbalığına maruz kalmaktadır. 

Zorbalık türleri; fiziksel şiddet, sözel şiddet, sosyal şiddet, cinsel şiddet ve eşyalara şiddet olarak kategorilenir. Bazı örnekleri ise; dövülme, tokatlanma yahut itilme, din veya ırk nedeniyle aşağılanma, dış görünüş ve konuşmadan ötürü alay konusu olma, devamlı olarak dedikodu konusu olma, cinsel yorum veya jestlerin konusu olma, çanta gibi kişisel eşyalara başkaları tarafından devamlı zarar verilmesi, düzenli olarak haksız yere şikayet edilme olarak sıralanabilir. 

Peki kimler akran zorbalığına maruz kalır? 

Akran statüsüne yani sosyometrik statüye göre çocuklar; popüler, ortalama, ihmal edilen, reddedilen ve tartışmalı çocuk olarak kategorilenmektedir. Popüler çocuk genelde en sevilen ve herkesin arkadaş, yakın arkadaş olarak gördüğü çocuktur. Ortalama çocuk, orta seviyede pozitif ve negatif atıf alır. İhmal edilen çocuk akranları tarafından nadiren sevilen çocuk olarak belirtilir ama sevilmeyen çocuk da değildir. Reddedilen çocuk ise akranları arasında sevilmez ve nadiren yakın arkadaş olarak sınıflandırılır. Tartışmalı çocuk ise çok sevilmenin yanı sıra başka gruplar tarafından çok da nefret edilen bir konumdadır ve hakkında ortak kanı oluşmamıştır. Bu bağlamda çocukların; sosyometrik statüye göre akran zorbalığına maruz kalma ihtimali aşağıdaki gibi gösterilebilir: 

Reddedilen çocuk > Tartışmalı çocuk > İhmal edilen çocuk > Ortalama çocuk > Popüler çocuk 

Çocuğumun akran zorbalığına uğrayıp uğramadığını nasıl anlarım? 

Zorbalığa maruz kalan çocukların kaygı  seviyesinde artış gözlemlenir. Yoğun korku,  çaresiz ve değersiz hissetme, akademik başarıda düşme,  dikkat sorunlarının artması ile zorbalık etkisi gözlenebilir. Zorbalık karşısında çocuklar; önceki zamanlarda var olmayan bazı duygusal ya da davranışsal tepkiler geliştirebilirler. Bunlar suskunluktan aşırı öfkeli olmaya kadar büyük bir çeşitlilik gösterebilir.  Saldırganlık, görünürde bir sebep yokken sık sık ağlama gibi… Her psikolojik sorun gibi zorbalığa maruz kalma sonucunda da psikosomatik tepkiler oluşabilir ki baş ve karın ağrısı, özellikle okul zamanı yaklaşırken yoğun terleme ve titreme bunlara örnek olabilir. Vücudunda fiziksel zorbalığa bağlı morarma, tırnak izi bulunması; eşyalarının devamlı hasar görmüş olarak eve gelmesi ya da kaybolması aile için sinyal olmalıdır. Çocuğun okula gitmeyi reddetmesi, okula gitmemek için direnmesi, ailesinden her zamankinden daha fazla harçlık istemesi ve harçlığın asla yetmemesi de alarm durumuna geçmek için yeterlidir. (Selin Gülmez’ in kaleme aldığı Akran Zorbalığına Dair Her Şey yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.)

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ ÖNERİLEN KAYNAKLAR  

  1. Duygusal Zekası Yüksek Çocuklar Yetiştirmek, John Gottman, Görünmez Adam Yayınları.
  2. Kabil’i Yetiştirmek,Michale Thompson ve Dan Kindlon, Görünmez Adam Yayınları. 
  3. Ödülle Cezalandırılmak, Alfie Khon, Görünmez Adam Yayınevi. 
  4. Beyin, David Eagleman,  Domingo Yayınevi. 
  5. Sosyal- Beynimiz Neden Bağlantı Kurmaya Yönelik Yapılanmış, Matthew D. Lieberman, Görünmez Adam Yayıncılık. 
  6. Eğitilmemiş Zihin, Howard Gardner, Alfa Yayıncılık. 
  7. Sosyal Hayvan, David Brooks, Say Yayınları. 
  8. Sihirli Yıllar, Kolektif, Nobel Yaşam. 
  9. Yaşam Boyu Gelişim – Gelişim Psikolojisi, Kolektif, Nobel Yayınları. 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*

Gelişim Psikolojisi İçerikleri

Yukarı Çık