Eğitim ve Spor Birlikte Gider Mi

Eğitim ve Spor Birlikte Gider Mi?

Gelişim Psikolojisi/Psikoloji/Spor Psikolojisi

” Eğitim ve spor bir arada gider mi? ” sorusu yıllar önce de şimdi de sorgulanmakta ve muhtemelen bundan sonra da sorgulanmaya devam edecek… İkisini de beraber uzunca yıl götürebilmiş biri olarak, bu yazıda eğitim ve sporu ayrı düşürmeye çalışanlara inat eğitim ve spor bir araya geldiğinde çok da güzel yol alınabileceğinden, eğitim sebebiyle spordan kopmalardan kaynaklanan hayal kırıklıklarından ve sporun kişilik üzerine etkisinden söz edeceğim. Pekala… Sence eğitim ve spor birlikte gider mi gitmez mi? Giderse nasıl gider? Haydi buyurun yazıya…

Eğitim, Gelişim ve Spor

Her ikisini de yani spor ve eğitimi birlikte devam ettirmeye çalışmak oldukça zor, ama imkansız değil! Bu süreç kişide yoğun kaygı ve belirsizlik oluşturduğu için öğrencide kafa karışıklığına yol açtığını söylemek mümkün. Sporcunun kendisinin ve ailesinin başarı beklentisi, kariyer sürecini tükenmişliğe ve sporu veya okulu bırakmaya kadar götürebiliyor. Bunun yanı sıra çocuklarda da spora devam etmeyi istememe kararı oldukça yüksek.

Çocuklar neden sporu bırakıyor?

Çocukların spora katılımı 10 ile 13 yaşları arasında zirveye ulaşıyor ve sonrasında 18 yaşına doğru ciddi oranda azalıyor. Bu katılım her yılda ortalama %35 azalma gösteriyor. Yani spor yapmaya başlayan her 10 çocuktan 3 ya da 4 tanesi bir sonraki dönem sporu bırakmakta. Peki çocuklar neden sporu bırakıyor? Gould ve Arkadaşları (1982), yaptıkları bir çalışmada bu soruya da cevap arıyorlar. 10-18 yaş arası yüzmeyi bırakan 50 yüzücüyle yapmış oldukları bu araştırmada, ‘yapılacak başka şeyler’ ve ‘ilgi alanının değişmesi’ ağırlıklı olarak, çocukların sporu bırakma sebepleri arasında yer alıyor.

Aileler eğitim ve spor arasında seçim yapıyor mu?

Hocam sporda çok mutlu çocuğum ama derslerinin daha da yükselmesi lazım… Hocam ne olacak bu çocuğun dersleri, siz söylerseniz çalışır belki arkadaşları hep 100 almış… Sanırım biz eğitimle sporu beraber götüremeyeceğiz… Bu gibi cümleleri benimsemiş ebeveynler çocuklarının gerçekte ne yapmak istediği, nerede ve nasıl mutlu olacağını teğet geçip diğer çocuklarla rekabete sokarak ne yazık ki olumsuz sonuçlara sebep olabiliyorlar. Bu noktada eğitim ve spor elbette beraber devam edemez hale geliyor!

Sayın Ayşe Bilge Selçuk çok güzel söylüyor: “Çocuk yetiştirmek bir anlamda anne babanın kendisini yetiştirmesi… Anne baba kendisinde nelerde zorlanıyorsa aslında çocuğunu yetiştirirken de onu yapmakta zorlanıyor.” Bu sadece günlük telefon kullanımı, iletişim veya öfke kontrolü gibi problemlerle kalmayıp aslında spor ve eğitimi birlikte devam ettirme sürecinde yaşanılan her durum için de geçerli diyebiliriz.

Peki Eğitim ve Spor Birlikte Giderken Ebeveynlerin Rolü Nedir?

Diyelim ki çocuk çok fazla internet kullanımı yüzünden derslerini, beslenmesini, egzersizini kısaca rutinlerini aksatıyor olsun. Ancak siz elinizde telefonla çocuğunuzun yüzüne bile bakmadan onu yapması gerekenlere davet ediyorsunuz… Muhtemelen bu uyarınızın etkisi oldukça düşük olacaktır. Kısaca yap(a)madığımız şeyleri onlardan istemek özellikle ergenlik dönemindeki bireylere karşı saygınlığınızı kaybetmenize sebep olabilir.

aile ve spor

Gençler bireysel veya takım sporu fark etmeden, hangisiyle uğraşırsa uğraşsın unutmamalıdır ki ilk önce evde takım(ekip) olmak çok önemlidir. Bu bağlamda yaşanılan zorluklarda ebeveynlerin menajerlik edasıyla direktifler vermesi veya kendilerince ‘ters psikoloji’ uygulayarak çocuğu teşvik etme çabaları çoğu zaman ters tepebilir. Buradaki ters psikoloji; örneğin “bunu bebek bile yapar” diyerek çocuğa güya motivasyon vermektir. Her birey biriciktir ve unutmamalıdır ki bireysel farklılıklarımız bizleri özel kılan en önemli yapı taşlarıdır. Ebeveynlerin bunların farkına varıp çocukla doğru iletişim kurması ev ortamında takım olmayı kuvvetlendirir.

Sporcu Ebeveyni İçin Tüyolar

Sporcu ebeveyni olarak olmazsa olmazımız ‘Koşulsuz sevgi’ ve ‘empati’… Özellikle kişilik gelişiminin oluştuğu ergenlik dönemlerinde birey bazı durumları yanlış yorumlayabilme eğiliminde olabilir. Bunlarla birlikte yetersizlik, güvensizlik, değersizlik gibi inançlar geliştirebilir. Çocuğa olumsuz hissettiren durum her ne olursa olsun (öfke, kaygı, korku, pişmanlık vb.) ebeveyn empati kurduğunu belli etmeli. Açıklayıcı cümlelerle çocuğun duygularını doğru ifade etmesini ve güven hissiyatını algılamasını sağlamalı. Gençlerin spor yaşantısından zevk almalarını ve öğrenmeleri ile performanslarının gelişmesini sağlayan sporcu ebeveynliği davranışları, tutumları ve beklentileri ise şunları kapsar:

  • Maddi, lojistik ve sosyo-duygusal destek
  • Spor olanakları sağlama
  • Koşulsuz sevgi
  • Sporcu için özveride bulunma
  • Sıkı çalışmayı vurgulama ve olumlu tutum

Düzenli Egzersiz Çocuklarda Okul Başarısını Olumlu Etkileyebilir

Aquilina (2013), Finlandiya, Fransa ve İngiltere’deki sporcu öğrencilerle yapmış olduğu çalışmada; spor ve eğitim kariyerlerinin aslında birbirine uyumlu ve tamamlayıcı rolleri olduğundan bahsediyor. Eğitimin spor sonrası kariyere hazırladığını, sporun birbirleri arasında bilgi transferi yapılabilmeyi, sosyal denge ve uzun vadede entelektüel gelişim sağlaması gibi birçok avantajı olduğunu gösteriyor.

sporda ailenin rolü

Peki spor kişiliğe nasıl etki ediyor? Çeşitli bilim insanları ve spor psikologları sportif etkinliğin kişilik üzerine etkilerini şöyle sıralıyor… Karakteri şekillendirmenin yanı sıra işbirliğini öğretiyor. Kişisel disiplini ve mücadeleci davranış kalıplarını destekliyor. Spor ile ilgilenen kişinin sosyal davranışlarını daha uyumlu hale getiriyor ve cesareti destekleyebiliyor. Böylece çocuk veya yetişkin, saldırganlık dürtüsünü ifade etmek için legal bir zemin buluyor.

Spor ve Kişilik Özellikleri: Sporcunun Farkı

Yapılan görgül bir araştırmada sporcu olan ve sporcu olmayan gençler karşılaştırılıyor. Spor yapan katılımcıların yapmayanlara kıyasla daha çalışkan ve daha canlı olduğu görülüyor. Ayrıca ilişki kurmaya istekli ve ilişki sürdürmeye yatkın olma,  çalışmanın sonunu getirebilme, zor fiziksel ya da sosyal koşullara uyum sağlamada da sporcular öne geçiyor.

Tiryaki ve Ark. (1991) tarafından yapılan araştırmada ise spor yapanların daha dışa dönük olduğunu buluyor. Ayrıca duygu düzenleme becerileri de spor yapmayanlara kıyasla daha iyi. Yani psiko-sosyal eğitim ve spor da bir arada iyi gidiyor diyebiliriz. Netice itibari ile sportif faaliyetler, kişinin eksiklerini geliştiriyor ve tamamlıyor. Fazlalıklarını da olumlu bir şekilde harcamasına ortam sağlıyor. Spor kişiliğin gelişmesine önemli katkılar sunan bir araç mıdır? Bence, evet!

Editörün Önerisi: Daha fazla eğitim içeriğine ulaşmak isterseniz Eğitimde Psikolojinin Önemi adlı yayınımızın kaydına geçiş yapabilirsiniz. Eğer gelişimden devam etmek istiyorsanız sizi Gelişim Psikolojisi kategorimize davet ediyoruz.


Bu yazılı içerik Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Editör: Selin Cennet Gülmez

Görsel Tasarım: Taner Türker


Kaynakça

Aquilina, D. (2013). A study of the relationship between elite athletes’ educational development and sporting performance. The International Journal of the History of Sport, 30(4), 374- 392.

Küçük V, Koç H. (2011).Psiko-sosyal gelişim süreci içerisinde insan ve spor ilişkisi

Tiryaki, Ş. (2000). Spor Psikolojisi, Ankara: Eylül Kitap ve Yayınevi.

Weinberg, R. S, Gould, D. (2015). Çocuklar ve Spor Psikolojisi. Editör Mustafa Şahin,

Ziya Koruç. Spor ve Egzersiz Psikolojisinin Temelleri. 6. Basımdan Çeviri. Ankara. ss: 529-552.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*

Gelişim Psikolojisi İçerikleri

Yukarı Çık