kevin hakkında konuşmalıyız psikolojik inceleme

Kevin Hakkında Konuşmalıyız : Psikolojik İnceleme

Film/Gelişim Psikolojisi/Klinik Psikoloji/Ruhsal Bozukluklar/Yaratıcı Psikoloji

Kevin Hakkında Konuşmalıyız – orijinal adıyla We Need To Talk About Kevin – psikolojik filmler arasında yerini almış, psikoloji öğrencilerinin izlemesi gereken filmler arasına girmiş bir film. Afişin de bas bas bağırdığı üzere Kevin Hakkında Konuşmalıyız filmi temelde Kevin ve annesi Eva’nın ilişkisini ve bu ilişkinin sonuçlarını ele alıyor. Ezra Miller’ın Kevin rolünde harikalar yarattığı ve ustalığını kanıtlamış Tilda Swinton’un Eva karakteriyle bir yıldız daha aldığı bu filmi psikolojik bir bakış açısıyla ele alacağız. Eva ile başlıyoruz…

Kevin ve Annesi : Bağlanma Öyküsü

Kevin Hakkında Konuşmalıyız filmi, hayatın tadını çıkarmayı seven, yeni deneyimlere aç olan Eva’nın hamile kalışıyla başlıyor. Kevin hakkında konuşmamız gerekliliği ise Eva’nın oğlunu sahiplenemeyişi ile ortaya çıkıyor. Postpartum depresyon geçiren anne Eva’nın oğlu Kevin ‘a güvenli bir bağlanma sağlayamayışı sorunların temelini atıyor. Eva’nın, bakışları ile onu güvende hissettirmeyişi, soğuk ve bıkkın dokunuşları Kevin’ın travmatik bir çocuk olarak büyümesini ve patolojisinin gelişmesini besliyor.

Ezra Miller
Kevin – Kevin Hakkında Konuşmalıyız

Postpartum Depresyon Nedir?

Postpartum depresyon belirtileri genellikle doğumdan 4 hafta sonra başlar (Taşdemir, Kaplan, & Bahar, 2006). Bulguları, depresyon bulgularından farklı olmayan postpartum depresyonda; aileye karşı sevginin hissedilmediği, annenin bebeğine karşı olumsuz duygular içinde olduğu bir durum söz konusudur. Doğum sonrası yaşanabilen annelik hüznü ile karıştırmamaya dikkat etmek gerekir (Kara , Çakmaklı, Nacak , & Türeci , 2001). Peki Kevin doğduktan sonra Eva’nın gösterdiği davranışlar bu belirtileri karşılıyor mu? Fazlasıyla evet.

Dünyada pek çok doğum yapan kadının yaşadığı postpartum depresyon (Dennis, 2004), doğumdan sonra hayatlarının bir daha asla eskisi gibi olmayacağından korkmalarına sebep olabilir. Bu korku da anne için çocuğun sorumluluğunu almaktan kaçınmaya, sorumluluğu reddetmeye neden olabilir. Buna bağlı olarak çocuklarını kendilerinden hem psikolojik hem de fiziksel olarak kopararak çocuğu ilgi ve şefkatten mahrum bırakabilirler. İleri boyutlarda ise anne, çocuğa zarar vermeyi düşünebilmektedir (Atasoy, Bayar, Sade, Atik ve Barut, 2004; Çetinkaya, Bakır, ve Demirel, 2004; Özdemir, Marakoğlu ve Çivi, 2008).

kevin hakkında konuşmalıyız eva
Eva – Kevin Hakkında Konuşmalıyız

Kevin Hakkında Konuşmalıyız filminin başlangıç sahnelerini bir düşünelim… Eva’nın Kevin içindeyken ve ağlıyorken bebek arabasını beton delme makinesinin çalıştığı bir yere götürmesi ve böylece Kevin ‘ın ağlama sesini duymaması onu ne kadar rahatlatmıştı değil mi? Hatırlayamadıysanız We Need To Talk About Kevin kesitinden hatırlatalım. Halbuki asıl düşünülmesi gereken o kadar küçük bir bebeğin kulak zarının bu gürültüden zarar görebileceği olmalıydı. Yine aynı sahnenin öncesinde Eva, Kevin ağlarken onu göğsüne yaslayıp kucaklayarak değil, elleriyle kendinden uzak tutarak sakinleştirmeye çalışıyor. Tabii kendini de sakinleştirmeye çalışıyor. Tüm bunlar kötü bir annenin değil postpartum depresyon ile savaşanve bu savaşta yalnız kalan bir annenin davranışları.

Kevin Hakkında Davranışlarını da Konuşmalıyız !

Eva’nın, Kevin ‘ın gözlerinin içine bakarak o doğmuş olmasaydı Fransa’da olabileceğini söyleyişi, istenmeyen çocuk oluşunun Kevin ‘a hissettirilmesi, suçlu pozisyonuna düşürülmesi; Kevin’ı sağlıklı bir çocuk olmaktan çok öteye itmiştir. Nitekim Kevin ’ın davranışları da bu yaşadıklarının bir geri dönüşü niteliğinde olmuştur. Bağlanma döneminde alamadığı şefkat ve güvenin attığı tohumlar, Kevin büyüdükçe filizlenmiş zehirli bir bitkiye dönüşmüştür. Yeti kaybı olmadığı halde konuşmayışı, tuvalet eğitimini tamamlayabilecekken bebek bezi kullanması agresyonunu sergileyiş biçimleri olmuştur. Kevin bu şekilde annesine işkence etmiş ve fark edilmeye de çalışmıştır.

Fark Edilmek

Kevin’ın babasına olan güler yüzlü tavırları bile annesine bir işkenceydi. Her eylemini annesinin tepkilerini ölçerek yapıyordu. Sınırları sonuna kadar zorlayıp ondan bir tepki almak istiyordu. Her ne kadar Kevin seyircinin gözünde kötü bir çocuk olsa da, derinlerde bir yerlerde annesine “Beni gör ve beni sev.” dediğini duyar gibi oluyorum.

Doğumunda tepkisiz ve donuk bir anne vardı. İyi ya da kötü bir “bakış” almak istiyordu. Babasıyla iyi anlaşıyor olsalar da ortada hali hazırda bir “baba yasası ve otoritesi” yoktu. Bir sınır konmamıştı. Kevin evin tüm duvarlarını da boyasa, evdeki her şeyi de kırsa ona gerçek bir “Hayır, bunu yapamazsın.” uyarısı gelmiyordu. Babası da Kevin’ı değil annesinin tavırlarını görüyordu yalnızca.

Ona göre Kevin sadece bir çocuktu ve istediğini yapsındı. Böylece Kevin her fırsatta annesinin konfor alanına “tecavüz” edebiliyordu. Yasa konabilmiş olsaydı annesi banyo kapısını açtığında mastürbasyon yapmakta olan Kevin annesinin gözlerinin içine bakarak bunu yapmaya devam edemezdi. Her şey annesi içindi, her şey annesi görsün annesi tepki versin diyeydi. İşlediği cinayetler bile.

Kevin, sadece annesi ve onun olacağı bir dünya inşa etme amacı ile babayı öldürerek ortadan kaldırdı. Kız kardeşini öldürdü. Gücünü diğer insanlara da gösterdi. Bir nevi “kendi cennetini” kurdu. Artık annesinin onu görmesine engel teşkil eden hiçbir şey kalmamıştı.

Eva’ya Kalanlar

Bu esnada Eva, eşini ve kızını kaybetti. Geriye kalan oğlu ise onların katiliydi. Bir arada tutmaya çalıştığı her şey bir günde paramparça olmuştu. Filmin başında, İspanya Domates Festivali’nde her tarafı kıpkırmızı ve domatese bulanmış özgür ve mutlu Eva’yı görmüştük. Filmin sonunda her tarafı kana bulanmış ve her şeyini kaybetmiş bir Eva kaldı. Gülmedi, ağlamadı, konuşmadı.

Kabullenmeyi ve yas tutmayı reddetti. Bir iş buldu çalıştı. Eve gelip yemek yedi ve şarap içti sonra tüm gece hiç uyumadı. Defalarca aynı günü yaşadı. Ancak sonrasında toparlanmaya başladı. Evine yapılan saldırıdaki boyaları temizlemeye başladı ve tekrar kırmızıya bulandı ama ellerini yıkadı; her defasında. Evin bir odasını tıpkı eski evindeki Kevin’ın odası gibi tasarladı; Kevin’ı kabul etti. Varlığını kabul etti. On sekizinci yaş gününde ona “Neden?” diye sorabildi gözlerinin içine bakarak ve sıkıca sarılabildi. Kabul etti.


Kaynakça

Atasoy, N., Bayar , Ü., Sade, H., Atik , L., & Barut, A. (2004). Doğum sonrası dönemde depresif belirti düzeyini etkileyen klinik ve sosyodemografik risk etkenleri. Türkiye Klinikleri J Gynecology Obstetrics, 252 – 257.

Babacan Gümüş, A., Keskin, G., Alp, N., Özyar, S., & Karsak , A. (2012). Postpartum Depresyon Yaygınlığı ve İlişkili Değişkenler. Yeni Sempozyum, 146.

Çetinkaya , S., Bakır, D., & Demirel, Y. (2004). Sivas il merkezindeki kadınlarda postnatal depresyon prevalansı ve risk faktörleri. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 55 -59.

Dennis, C. (2004). Can we identify mothers at risk for postpartum depression in the immediate postpartum period using the Edinburgh Postnatal Depression Scale? J Affect Disord, 163 – 169.

Kara, B., Çakmaklı, P., Nacak, E., & Türeci, F. (2001). Doğum sonrası depresyon. Sted, 333 – 334.

Özdemir, S., Marakoğlu , K., & Çivi , S. (2008). Konya il merkezinde doğum sonrası depresyon riski ve etkileyen faktörler . TAF Prevntive Medicine Bulletin , 391 – 398.

Taşdemir, S., Kaplan, S., & Bahar, A. (2006). Doğum sonrası depresyonu etkileyen faktörlerin belirlenmesi. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 105 – 118.


Bu yazılı içerik Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Editör: Selin Cennet Gülmez
Görsel Tasarım: Taner Türker

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*