Terapist Dizisi İncelemesi Gain

Terapist Dizi İncelemesi

Dizi/Psikoloji/Terapi/Terapist/Yaratıcı Psikoloji

Herkese merhaba. Okumak üzere olduğunuz Terapist Dizi İncelemesi yazısı, yakın zamanda yayın hayatına başlayan dijital içerik platformu Gain‘de yayınlanan Terapist adlı diziyi konu almaktadır. Diziyi henüz izlemediyseniz önce diziyi izlemenizi öneririm. Çünkü hem yazı anlaşılmaz olabilir hem de spoiler yemenizi istemem.

Terapist, fragmanıyla da yayınlandığı platform aracılığıyla da çok dikkat çekti. Pek çok başlıkta dizi incelemesi malzemesine sahip olan terapist dizisini seçtiğim birkaç başlıkta ele alacağım. Terapötik kartlar, grup terapisi, hatalı seçimler ve Terapist dizi karakterleri bunlardan bazıları olacak. İyi bir okuyucu olursanız belki Freud’u da görebilirsiniz. Eğer hazırsanız, kartları dağıtalım…

Terapist ve Terapötik Kartlar

Kırmızı balonlu kız ekrandan kayboluyor ve yerini masa üstündeki kartların çekilme sahnesine bırakıyor. Ön yargılı seyircilerin birçoğu “Bak bunlar da okumuş falcı.” derken Doktor Kerem onlardan önce davranıyor ve terapötik kartlarla yapılan kaynaşma ve grup birlikteliğini güçlendirme oyununu falcılık sözüyle tiye alıyor. Devamında da “çocuk gibi” ifadesini kullanıyor. Terapide çocukluğumuza indiğimizi düşünürsek Çetin Hoca’nın “Evet, çocuk gibi.” demesini beklemedim değil.

Terapist ve Terapötik Kartlar
Terapist – Dizi

Terapötik kartları, psikoterapilerde bir nevi maç öncesi futbolcuların bir çember oluşturup top kapmaca oynamaları gibi hem terapiye hem de terapist ve diğer grup üyelerine ısınma araçlarıdır. Ortada top kapmaya çalışan her zaman terapisttir. Nitekim Çetin Hoca topu kapıyor ve Doktor Kerem’e sözü veriyor. Kerem hastasının kurtulma şansının iki dakikayla kaçtığını anlatırken Ayşe eviriyor çeviriyor konuyu yine kadere getiriyor. (Diziler karıştı ☺)

Kader… Anatomiyle mi alakalı, coğrafyayla mı yoksa Özlem’in dediği gibi seçimlerimizle mi alakalı? Her şeyden önce “Kadere bak! Kimler kimlerle beraber?” demişsinizdir grup üyelerinin farklı farklı tanılarının olduğunu fark edince. İlk sorunun cevabını genel olarak veremem belki ama dizi özelinde “Aynı coğrafyada bulunan farklı anatomiler belirliyor.” diyebilirim. Özlem’i de kırmadan “Seçimler de sonuca nereden ulaşacağımızı belirliyor.” deyivereyim.

Dizi ve Grup Terapisi

Peki, farklı tanılara sahip 5 danışan aynı anda nasıl terapi görebiliyor? Grup terapileri, tekli terapilerdeki dinamik yapının daha boyutlu bir hali olarak, bireylerin toplumu temsil eden bir grubun içerisinde kendilik tasarımlarını ortaya çıkarmalarına ve kabul görme ya da uyma davranışını daha kolay sağlamalarına yardımcı olan bir terapi türüdür. Tabi Naar ve Yalom gibi üstatların da belirttiği gibi grup sürecini olumsuz şekilde etkileyecek, intihara eğilimli, aşırı parçalanmış ya da akut psikotik, sosyopatik, aşırı krizler yaşayan, paranoid ya da aşırı bencil kişiler için grup terapisi iyileştirici değildir ve gruba üye seçiminde bunlara dikkat edilmesi gerekir. Masadan bir katil çıktığını varsayarsak Çetin Hoca bunlara çok dikkat etmemiş.

Terapist Dizi Karakterlerini “Tanı”yalım

Peki masanın etrafındakileri biraz “tanı”yalım. Terapist dizi karakterleri hangi tanılara sahip olabilir? Burada karakterlerin zaten belirlenmiş tanılarını ya da tanılarına dair bazı belirtileri göz önüne alarak bir değerlendirme sunacağım. Tanılara dair küçük açıklamalara da paragraf sonlarında ulaşabilirsiniz. Hiç kimseyi öldürmediği için “kader mahkumu” olamayan ve bunun için toplumun normlarıyla çatışan Armağan’dan başlayalım.

Gain Terapist Dizi Karakterleri
Terapist Dizi Karakterleri

“Kader Mahkumu” Armağan

 Kaderin ona mahkumiyeti, altındaki bezdi. Veya annesinin memesine, daha sonra kalemlerine, daha da sonra sevgilisinin memesine mahkum olmasıydı. Psikolojik tanısına gelince Parafilik İnfantilizm. Yani Çetin Hoca’nın deyişiyle “Erişkin Bebek Sendromu” diyebiliriz. Ben “Büyümüş de Küçülmüşlük” demeyi tercih ediyorum. Parafilik İnfantilizm; bir bebek gibi giyinmekten, davranmaktan ve kişiye bebek gibi davranılmasından haz duyma.

Doktor Kerem

Kerem için şimdilik tek söyleyebileceğim “Sesin çok yüksek çıkıyor ve biliyorum ki bu bir suçluluk psikolojisinin göstergesidir.”. Ama bu senin suçlu olduğun anlamına gelmez. Kerem de zaten hastasıyla yaşadığı durumu mantığa büründürme yoluyla savunma mekanizmasını çalıştırıyor. Hastanın geç getirilmesinin yarı felç kalmasına sebep olduğunu savunarak kendinin suçsuzluğunu benliğine kabul ettirmeye çalışıyor. Hatta kendisinin hastaya ikinci şansı verdiğini düşünmesini de hesaba katarsak aşırı benlik savunması onu narsistlik seviyesine getirmiş olabilir.

Ayşecik

Ayşe, kontrolü kaybettiğinde ve kendisinin gücünün yetmediği durumlarda “Ben’e bir şey olmasın!” güdüsüyle hareket ederek “kader” kavramını bir savunma kalkanına çevirmiş gibi duruyor şimdilik. Savunma mekanizmalarından yansıtmayı kullanarak ortaya çıkan durumu kendi sorumluluğundan saymayıp kadere yüklüyor. Bir nevi ihale kadere kalıyor diyebiliriz. Ayşe, karşısına çıkan irili ufaklı problemlere karşı da ne yapacağını bilemiyor ve bu belirsizliğin getirdiği kilitlenme durumunu bir anksiyeteyle açıklayabiliriz.

Sahibe Berna

Berna ise kendi deyimiyle “Elini, kolunu kendisi bağlayan…” veya başkalarının elini, kolunu bağlayan bir BDSM bağımlısı. Masadaki şiddet, acı ve şehvet içeren sohbetleri duyunca gülücükler saçması da bu sebepten olsa gerek. Bu durum bir cinsel travmadan kaynaklı olabilir ya da sadece hayata renk katmak için yapılan bir fanteziden ibarettir. Bir süre sonra da köpeğin zile salya salgılaması (bkz. Pavlov’un köpeği) gibi acı cinsel hazzı karşılayan bir uyaran haline gelebilir ve daha da ötesi acı olmadan cinsel haz alamaz hale de gelebilir. BDSM; Bondage (Bağlanma), Discipline (Disiplin) veya Domination (Otorite), Submission (Teslim) veya Sadism (Acı vermekten zevk alma), Masochism (Acı çekmekten zevk alma).

Benim Esas Karakterim: Otostopçu Kız Özlem

Gelelim esas üzerinde durmak istediğim karakterimiz Özlem’e. Özlem için çocukluğunda cinsel travmaya maruz kalmış bir kadın olarak erkeklerin zayıflığını yüzlerinde görmekten zevk alan bir birey diyebiliriz. Adeta Freud’a nazire yaparcasına penisi küçümsüyor. Sigmund Freud, “Penis Hasedi” adındaki kuramında kadınların penise sahip olmadıklarını fark ettiklerinde hissettikleri eksikliği tanımlıyor.

terapist özlem gain dizi incelemesi
Terapist – Özlem

Penis Hasedi, Özlem ve Freud

Freud, kız çocuklarında zaten hadımlaştırılmış olma fikrinin ve bir penise sahip olma isteğinin onları üç seçenekli bir noktaya sürüklediğini söyler. Bunlar erkeklik kompleksinin oluşması, cinsel yasaklama ya da nevroz, son olarak da normal kadınlığa çıkar (Freud, 1933). Freud’a göre Kız çocukları doğuştan iğdiş oldukları fikriyle kendilerinde eksiklik gördükleri ve üstünlük ibaresi olarak gördükleri penisin hasedi içinde olurlar. Bu eksikliğin anneden kaynaklandığı düşüncesiyle anneye karşı duyulan kin duygusu ve belki de onun eksikliğini kapatacak babaya karşı da libidinal duygular içerisine girerler.

Özlem ise Freud’un aksine R.J. Stoller gibi vajinanın üstünlüğünü savunuyor. R.J. Stoller “Eğer Freud vajinası olmayan bir kadınla çalışmış olsaydı, kadının istediği tek şeyin bir penisten ziyade vajina olacağını zaten görmüş/idrak etmiş olurdu.” sözü ile Özlem’in “Ben eteğimi sıyırıyorum ve bütün dünyayı unutuyorlar.” sözünü yıllar öncesinden destekliyor.

Şimdi biraz Çetin Hoca’nın “Sorgu Odası Hayali”ndeki Özlem’e bakalım. Çetin Hoca’nın hayalinde “Yoğun duygular yok diyemem ama Çetin Hoca pek pas vermez.” diyen Özlem terapistine karşı bir sevgi aktarımı içerisinde diyebiliriz. Çetin Hoca da hayalinde bu durumu canlandırdığına göre kendisinden pas bekleyen biri olduğunun farkındadır. Özlem’in bu aktarımını geçmiş dönemde yaşadığı bir ilişkiyi terapistle olan ilişkiyle yer değiştirme şeklinde yorumlayabiliriz. Bu tip aktarımlarda terapiste düşen görev danışanı incitecek bir tepki göstermemek ve eğer karşı aktarım durumu gerçekleşirse de terapötik ilişkiye zarar vermemektir.

Sözlerime son verirken son dileğim hepinizin hayatında bir Ali olsun, “Bir ihtiyaç olursa seslenirsiniz.”.

Editörün Önerisi: Eğer isterseniz Terapist kategorisinde daha fazla terapi ve terapist içeriğine ulaşabilirsiniz. Aradığınız dizi incelemesiyse Yaratıcı Psikoloji kategorisine bekleriz.


Bu yazılı içerik Psikoloji Arşiv Yayın İlkeleri ‘ne uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Editör: Selin Cennet Gülmez
Görsel Tasarım: Taner Türker


Kaynakça

Özmen, E. (2018, 27 Aralık). Oedipus Karmaşası (26): “Penis Hasedi” [Web günlük postası] Erişim adresi https://birikimdergisi.com/haftalik/9281/oedipus-karmasasi-26-penis-hasedi

Aktaşoğlu, G.N. (2018). ‘Notadan Senfoniye’ Grup Terapisi. Türkiye Bütüncül Psikoterapi dergisi ,(1)1:(183-192)

Togay, A., Sahin, I., Atici, M. (2019). Romantik ilişki becerileri psikoeğitim programının etkinliğinin sınanması: Bir pilot çalışma. Psikoloji Çalışmaları – Studies in Psychology, 39(1): 121-149.

Psikoloji Dergisi. (2020). Az Bilinen Parafililer (Cinsel Sapkınlıklar). Erişim adresi https://psikolojidergisi.com/az-bilinen-parafililer-cinsel-sapkinliklar/

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*