Koronavirüs ve Terapi Odası

Koronavirüs ve Terapi Odası

Psikolog/Terapi/Terapist

Evde Psikoloji canlı yarın serimizin ikincisi olan “Koronavirüs ve Terapi Odası” yayınını Klinik Psikolog Fundem Ece Kaykaç ve Psikolog Taner Türker ile birlikte gerçekleştirdik.

Son zamanlarda yaşanan koronavirüs salgını ile birlikte hayatımızın birçok alanında keskin değişiklikler oldu. Rutinlerimizi ve istediğimiz birçok şeyi yapamaz hale geldik. Böyle keskin bir hayat değişikliğini hiçbirimiz beklemiyorduk. Salgın nedeniyle birçok sektör etkilendi ve bazıları faaliyetini durdurdu. Etkilenenlerden birisi de “Terapi Odası” oldu. Biz bu yayında terapi odasının nasıl etkilendiğini, bu etkinin sonucunda neler olduğunu; sonrasında neler olacağını ve bu süreçte terapistlerin üzerine düşenleri irdeledik.

Yayının tamamını Youtube ve Spotify üzerinden dinleyebilirsiniz:


Taner Türker‘den Koronavirüs ve Terapi Odası Yayın Notları

Salgının Türkiye’de açıklanmasıyla birlikte, birçok işletme home ofis çalışma düzenine geçti, toplantılarını, görüşmelerini online bir şekilde yürütüyor. Birçok danışmanlık merkezi, hastaneler “Online Terapi” hizmetini duyurdu. Tabii, öncesinde de verilen bir hizmetti “Online Terapi” ama zaten psikoterapinin lüks olduğu bir ülkede “Online Terapi” o kadar tercih ediliyor mu emin değilim.

Online terapinin tarihsel sürecinden bahsedecek olursak, Telepsikiyatri çalışmaları çok öncesine dayanıyor. Amerikan Psikiyatri Derneği’nin web sitesinde “Psikiyatride video konferans kullanımının 1950’lerde başladığı” belirtilmiş. Öğretim Görevlisi Serap PİRİ İnternet Tabanlı Psikolojik Hizmetler ve Bu Alana Özgü Etik İlkeler: Bir Gözden Geçirme makalesinde Literatür incelendiğinde internet üzerinden sağlanan ruh sağlığı hizmetlerinin ilk kez Şubat 1995 itibariyle ortaya çıktığı” belirtmektedir.

Amerikan Teletıp Derneği, telekomünikasyon teknolojisi aracılığıyla tüketiciler ve sağlık profesyonelleri için tıbbi bakımı destekleyen 1993’de kurulmuş. Amerika 1993’ten beri ilerletilmeye çalışılan bir alan aslında. Türkiye’de ise 2015’te kurulmuş böyle bir dernek. Online terapinin 1990’lı yıllarda başladığını 2000 sonrasında da büyük bir ivme yakaladığını söyleyebiliriz.

Dünyada birçok psikolojiyle ilgili oluşum, koronavirüs dolayısıyla ruh sağlığı çalışanlarına özel yönergeler yayınladı. Ülkemizde de Türk Psikologlar Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği Telepsikiyatri hakkında çeşitli bilgiler ve yönergeler yayınladı.

Türk Psikologlar Derneği, Amerikan Psikoloji Birliği (APA)’nin “Tele-Psikolojik Hizmetler için Ofis ve Teknoloji Kontrol Listesi”ni, Avrupa Psikologlar Dernekleri Federasyonu’nun “Avrupa’daki Psikologlar için Korona Virüsü (COVID-19) ile İlgili Önerdiği İlkeler ve Olası Eylemler”i ve Birleşik Krallık Psikoterapi Kurulu’ndan “İzolasyonda Psikoterapi Uygulamaları” yayınların Türkçe’ye çevirdi.

Türkiye Psikiyatri Derneği de “İyi Telepsikiyatri Uygulamaları İçin Öneriler” adlı bir yazı yayınladı. Bu yayınlara dernek sitelerinden ulaşabilirsiniz.

Ben, online terapiyi bir zorunluluk olarak görüyorum. Bu sadece öncesinde “oraya kadar gelemem” ve şimdi ise “evden çıkamıyorum” durumunda değil, genel olarak tüm dünya için bir ihtiyaç. Ülkemizde özellikle bir ruh sağlığı uzmanına ulaşma sorunu var. Sağlık Bakanlığının yayınladığı ULUSAL RUH SAĞLIĞI EYLEM PLANI’nda (2011-2023) ülkemizde 100 bin kişiye düşen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı sayısı 2,20’dir. Yani her 100.000 kişiye 2,20 ruh sağlığı uzmanı düşmektedir.

Türkiye kişi başına düşen psikolog

Örneğin, Siirt’te 100.000 kişiye 1 tane ruh sağlığı uzmanı bile düşmemektedir. Bu tabloyu göz önünde bulundurunca, şu anki olağan dışı durumun haricinde de “Telepsikiyatri” bir zorunluluk olarak görünüyor. Bu durum sadece Türkiye’de değil, Amerika’da da böyle. Hawaii Üniversitesi öğretim görevlilerinden Psikolog Jane Chung-Do ve arkadaşları bir makalesinde “Kırsal alanlarda yaşayan kişilerin sağlık hizmetlerinde daha kısıtlı eriştiklerini ve bu nedenle telepsikiyatrinin kırsala sağlık hizmeti sunulmasında önemli olduğunu” vurgulamaktadır.

Avustralya gibi yerleşim yerleri arasında uzak mesafelerin olduğu bir ülkede kırsal kesimde psikiyatristlere olan yoğun talep, telepsikiyatrinin önünü açmıştır. Bu nedenle Avustralya, telepsikiyatrinin deneme aşamasına liderlik etmiş, sorunların ortaya konulması ve başa çıkma modelleri geliştirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur.

Şöyle bir şeyle karşılaştım ve çok şaşırdım. Oldukça haklı bir neden aynı zamanda. Şöyle ki, bazı danışanlar online terapiye olumlu baksa bile herkes evde olduğu için yapamayacaklarını belirtiyorlar. Yani, çok önemli bir detay, mahremiyet. Kişi konuşurken beni evdekiler duyar mı hissiyle seansa girmesi seansın verimliliğini çok düşürecektir.

Türkiye Psikiyatri Derneğiİyi Telepsikiyatri Uygulamaları İçin Öneriler”inde bulundu. EFPA yayınladığı yönergede “Sadece telekomünikasyon için özel olarak hazırlanmış profesyonel video konferans araçlarına güvenin.” diyor. Örneğin; Norveç’te Skype for Business’a, İsveç’te Zoom’a diye belirtilmiş. Burada ayrıca bazı araçlara güvenmememiz gerektiğini de belirtmiş. “Facebook Messenger, WhatsApp, Skype veya Telegram gibi programlara güvenmeyin.

Türkiye Psikiyatri Derneği de yayınladığı “İyi Telepsikiyatri Uygulamaları İçin Öneriler” yayınında Görüşmelerin güvenliği ve gizliliği sağlanması için uluslararası görüşme standartlarına uygun videokonferans uygulamaları kullanmalıdır diye söz ediyor. Yaygın olan uygulamalar arasında Zoom.us (Healthcare sürümü), Thera-LINK, Doxy.me isimli programların ve Securevideo.com platformunun Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Sigortası Taşınabilirlik ve Sorumluluk Yasası’nın (HIPAA) şart koştuğu veri gizliliği ve veri güvenliği standartlarına uyduğu bilinmektedir. Dünyada telesağlık görüşmeleri için bu uygulamalar tercih edilmektedir. Bu uygulamalar arasında sadece doxy.me uygulamasının ücretsiz sürümü HIPAA standartlarına uymaktadır. Diğer uygulamaların HIPAA uyumlu versiyonları ücretlidir.

HIPAA (Health Insurance Portability and Accountability Act):  Amerika’da sağlık sektöründeki bilgi güvenliği standartlarını belirlemek ve sağlık hizmetlerinde güvenli bir bilgi ortamı oluşturmak amacıyla 21 ağustos 1996 tarihinde hayata geçirilen yasa.

Tabii, birçok kurum Online Terapi’nin reklamını yaparken “fiziksel görüşme” kadar etkili bir yöntem olarak tanıtılıyor. Ben şunu merak ediyorum, örneğin ben terapi sürecimde terapistlimle aramdaki ilişkinin sıcak olmasını isterim. Online terapide bu mümkün mü? Yani online bir şekilde o terapi odasındaki sıcaklık kurulabilir mi?

Online Terapi Araştırmaları

Psikiyatr Ufuk Bal ve arkadaşlarının yayınladığı “Telepsikiyatri: Şimdi ve Burada” makalesinde şöyle bir alıntı var. “Kaliforniya terapötik ilişki ölçeği kullanılarak yürütülen bir çalışmada, hastanın psikiyatristiyle ilk kez yüz yüze veya telepsikiyatri yoluyla görüşmesi arasında, terapötik ilişkinin gelişmesi açısından belirgin bir fark gözlenmemiştir”

Yine aynı makalede “Telepsikiyatrinin, göz kontağı, el hareketleri, duruş, kımıldanma, kafa sallama, gülümseme, kaş çatma, dudak okuma gibi sözel olmayan iletişime etkisini değerlendiren çalışma yapılmıştır (Fussell ve Benimoff 1995). Videokonferans yoluyla görüşmede, sözel olmayan ipuçlarını yakalama kabiliyetinde azalma saptanmıştır.“ Burada da aslında psikolog “Yarar Sağlamak Zarar vermemek” etik ilkesine bağlı kalmalı. Çünkü, görsel ve işitsel ipuçlarının kaybı, danışanın yanlış değerlendirilmesi ile sonuçlanabilir. Bu da danışana zarar verecekse eğer, psikolog bunu önceden hesaba katmalı.

APA, “Telepsikiyatri, tanısal doğruluk, tedavi etkinliği ve hasta memnuniyetinde yüz yüze hizmete eşdeğerdir; genellikle zaman, para ve diğer kaynaklardan tasarruf sağlar.” diye de ayrıca web sitesinde belirtmiş.

Depresyonu olan yetişkinlerde, antidepresan tedaviyi tamamlayıcı nitelikte telefonla psikoterapi uygulamasının etkinliği de gösterilmiştir (Tutty ve ark. 2005). Çalışmaya psikiyatri polikliniğinde depresyon tanısı almış 30 hasta dahil edilmiş, katılımcıların %69’u 8 seanslık telefonla bilişsel davranışçı terapi uygulamasından memnuniyetlerini belirtmiştir. Üç ve 6 aylık izlemlerde, depresyon şiddeti belirgin olarak azalmış ve tedavinin sonunda %42’si tamamen iyileşme ölçütlerini karşılamıştır. Bu bulgular, yetişkin depresyonunda telefonla bilişsel davranışçı terapinin uygulanabilir ve etkin bir yol olduğunu göstermiştir.

Depresyonun grup psikoterapiyle tedavisinde telepsikiyatrinin yeri ve etkinliğini araştıran bir çalışmada ise, geleneksel yüz yüze yapılan bilişsel davranışçı terapiyle süreç ve sonuç karşılaştırması yapılmıştır (Jefee ve ark. 2014). Katılımcılar depresyon tanısı olan aktif görevde ve emekli olmuş askerler ve ailelerinden seçilmiştir. Her iki grupta da depresyondaki azalma belirgin düzeylerde bulunmuş, grup iklimi algısında bir fark gözlenmemiştir. Katılımcılar videokonferans deneyiminden menuniyetlerini ve gerekli görülürse yeniden kullanmaya gönüllü olacaklarını dile getirmişlerdir.

Yakın zamanda Chong ve arkadaşları (2012), kırsal kesime psikiyatri hizmetinin götürülmesinde telepsikiyatrinin etkinliğini gösteren çalışmalarıyla, çeşitli üniversitelerde psikiyatri asistanlarının eğitim müfredatına telepsikiyatri uygulamasının girmesini sağlamıştır.

Diğer yandan ülkemizde psikolojik danışmanlık eğitiminde lisansüstü eğitim alan öğrencilerle yapılan bir çalışmada ise (Tanrıkulu, 2009) öğrencilerin hiçbiri internet tabanlı danışmanlık hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığını ve yeterli eğitimi almadığını bildirmiştir. Öğrenciler söz konusu hizmetler hakkındaki endişeleri nedeniyle seçme şansı verilirse geleneksel yüz yüze terapiyi tercih edeceklerini belirtmiştir.

Birgül Özkan, Reyhan Eskiyurt’un 2016 yılında hazırladığı “Şizofreni Hastalarının Ailelerine Yönelik Telepsikiyatrik Müdahalelerin Etkinliği” derleme yayın da incelenen makalelerin sonuçları telepsikiyatrik müdahaleler aracılığı ile verilen psikoeğitimin yararlarını destekler nitelikte olup, şizofreni hastası olan kişiye bakım verenler için yararlı olduğunu ortaya koymuştur.

Geleceğin Terapileri

Ben VR teknolojisinin daha da gelişerek sadece fobi ve tssb tedavilerinde değil, eş zamanlı aynı odada bulunarak terapi yürütme sürecine evrileceğini düşünüyorum. Hatta Ufuk Bal ve arkadaşlarının makalesinde “Gelecekte üç boyutlu sanal gerçeklik teknolojileriyle, bahsedilen dezavantajların önemli ölçüde azalacağı, psikiyatristle hastasının aynı odada görüşüyor hissine sahip olacağı öngörümektedir.” diye belirtilmiştir.


Yararlanılan Kaynaklar: 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

*

Psikolog İçerikleri

Yukarı Çık